Hürriyet

14 Ağustos 2009 Cuma

HİÇ BİTMEYEN PUZZLE


Yorgunum bugün, kırgınım. Parçalı bulutlu havam ha yağdı, ha yağacak.

Sessiz, ıssız, puslu, isli bir İstanbul akşamı gibiyim. Bahar es geçmiş penceremden, yaz uğramamış kapıma. Poyraz esiyor üzerimde, kargalar çığlık çığlığa.

Her kafadan bir ses, her köşeden bir nefes..Uğultu var kulaklarımda, bir de fısıltı dudaklarımda. İki hecemden birini ben bile duymuyorum..

İçimde ince bir sızı var. Nedenini bilmediğim bir hüzün kapladı yüreğimi. Yaşadığım yıllar sanki üstüme üstüme geliyor. Yaşayacaklarım beni ürkütüyor. Sadece şu an huzur. Kitlesem kapıyı tüm dünyanın üstüne. Durdursam saatleri tam da şimdide. Rüzgar esmese, dal kıpırdamasa, ses olmasa. Kocaman bir boşluk ve huzur. Hiç bitmeyen bir puzzle parçalarını tamamlar gibi tamamlasam o boşluğu dilediğimce. Biraz mavi, biraz yeşil, bir iki erguvan, bir fesleğen, deniz kokusu, martı çığlığı, biraz deniz esintisi, meleklerimin sesleri, aşkımın nefesi, belki bir mısırcı. Verandada akşam üstü kahvesi, çay kokulu bir sabah, bir iki eski dost. Bir türlü yanmak bilmeyen bir mangal, tavlada mars ve okkalı bir küfür. Biraz gözyaşı, Bir avuç dolusu kahkaha. Hayatı yaşanır kılan ne varsa…

2 yorum:

  1. çay kokulu bir sabah, bir iki eski dost... okkalı bir türk kahvesinin yanına iliştirilmiş lokum tadında sohbetler... biraz gözyaşı, bir avuç kahkaha ile geliyorum yanına, hayatı yaşanır kılmaya :)

    YanıtlaSil
  2. verandaya attım minderleri bekliyorum arkadaşım :)

    YanıtlaSil