Hürriyet

28 Kasım 2011 Pazartesi

DEVEYE SORMUŞLAR ?

Deveye sormuşlar neren eğri? diye.. Nerem doğru ki demiş..

Bizim eğitim sistemi de o hesap. 4. sınıf Matematik kitabına bir göz atayım dedim.

Yanlış anlaşılmasın hepsine değil, sadece 1 konusuna.

SORU : Çikolata üretimi yapılan bir fabrikada çikolatalar 94'lü paketleniyor. Satış yerinde 4 haftada 5 koli çikolata satılıyor. Satış yerinde önceden 2.340 adet çikolata olduğuna göre , 4 hafta sonra satış yerinde kaç kg çikolata kalır.

ÇÖZÜM : 4x5=20  20x94=1880  2340-1880 = 460

4 ile 5 'i niye çarptın şimdi? Ya anlatım bozukluğu var ya işte çözümü diye yazdıkları çözüm külliyen yanlış. Bunu kontrol eden bir allahın kulu yok mu bunca devlet memuru arasında??

SORU : Ali'nin nabzı dakikada 71 kez atıyor. Buna göre Ali'nin nabzı 15 sn'de kaç kez atar?

71'i çok mu aradınız? Çözersek eğer Ali'nin nabzı 15 sn!de 17.75 kere atıyor!!

Bir de kolay çarpma yapabilmek için bir açıklama var ki ben anlamak için sanırım 4 kez okudum.

Bir doğal sayıyı 10'un en çok 9 katı olan bir do olan doğal sayıyla kısa yoldan çarparken 10'un katı olan doğal sayının onlar basamağındaki rakam verilen doğal sayı ile çarpılır. Çarpımın sonucuna 1 tane 0 eklenir.

Yahu bunu daha az karmaşık, çocuğun bir kere de okuyup anlayabileceği cümleler ile yazmanın bir yolu bulunamaz mı? Milli Eğitim'de görev yapan onca uzman bir araya gelip çıkara çıkara bunu mu çıkarmışlar?

24 Kasım 2011 Perşembe

Yeniçarşım.com ile Evden Çıkmadan Çarşıya Çıkıyoruz!





Ekim ayından bu yana yayında olan Yeniçarşım.com, alışkın olduğumuz e-ticaret sitelerinden oldukça farklı. Site şimdiden sloganı olan “Evden çıkmadan çarşıya çık” mottosunu fazlasıyla yerine getiriyor. Çünkü şimdiden Yeniçarşım.com’da yüzlerce mağaza var ve siz dilediğiniz ürünü bu mağazalar arasından seçerek kolaylıkla satın alabiliyorsunuz. Üstelik, internetten alışveriş yaparken en çok çekindiğimiz “güvenlik” engelini Hürriyet Güvenli Alışveriş Sistemi ile çözmüşler. Sistemi açıklayan video:

Yeniçarşım.com’un diğer alışveriş sitelerinden önemli farkları var. Platformun en belirgin karakteristiği olan alıcı ile satıcıyı bir araya getirme stratejisi, satıcıların (mağazaların) ticari kuruluş olması gibi akıllıca bir taktikle desteklenerek, son derece başarılı bir sistem getirilmiş durumda. Yeniçarşım.com’da satış yapan her mağaza, ticari unvana sahip, fatura kesen ve dolayısıyla garantili ürün satan mağazalar. Bu sayede aynı ürünü birden fazla mağaza arasından güvenle seçerek satın alabiliyorsunuz. Herhangi bir problemde “Hürriyet Güvenli Alışveriş Sistemi” ve Yeniçarşım’ın başarılı müşteri hizmetleri departmanı hizmetinizde.

www.yenicarsim.com'da 24 farklı kategoride onbinlerce ürün bulunuyor. Giyimden aksesuara, elektronikten beyaz eşyaya kadar aradığınız her şey Yeniçarşım.com’da.

Ayrıca, www.facebook.com/yenicarsim ve www.twitter.com/yenicarsim adreslerinden ise Yeniçarşım’ı takip edebilir, kampanya ve fırsatlardan haberdar olabilirsiniz.

Bir bumads advertorial içeriğidir.

21 Kasım 2011 Pazartesi

2-3-4-5

Ufaklığa yemek yedirme çabaları içerisindeyken, kendisinden dahiyane bir fikir geliyor

-Annee! Şimdi sana yemekle ilgili bir çözmece söyleyeceğim ( bilmece demek istiyor)

Bozbek : Eee söyle bakalım dinliyorum

-1 diyince bana yediriceksin yemeği, 2-3-4-5 diyince yedirmeyeceksin , anladın mı?

Bozbek : Evet hadi başlayalım

Ve küçük meleğim saymaya başlar : 2-3-4-5

Bu yeni nesil çoook akıllı..


-

19 Kasım 2011 Cumartesi

17.30 VAPURU

Ben seninle vakitsiz buluşmaları sevdim,
Dizimde bıraktığın sıcaklığı,
Saçlarımı okşadığında yüzünde beliren o hınzır gülümsemeni
Avcunun içinde elimi hiç bırakmayacakmış gibi sıkı sıkı tutuşunu
Sabah 9.20 vapurunu

Kadıköy Meydanı'ndaki çiçekçileri,
Gitar çalan gençleri,
Moda'nın denize bakan tenha merdivenlerini sevdim sende

Denizi sevdim, martıları sevdim, kırlangıçları sevdim
Gelipte dönmemeleri sevdim
Sokaklarda aşktan kendimden geçmeyi,
Güven veren kolların beni sarışını sevdim.

Ben sende tüm İstanbul'u, gençliğimi, umutlarımı sevdim.
 Sana baktım kendimi sevdim
Kendime baktım seni sevdim
Denize baktım yine seni sevdim
Başka adamları da sevdim senden sonra,
Onlar için de ağladığım oldu, güldüğüm oldu
Ama hiç sana güldüğüm gibi gülemedim

En çok ellerimizin değil ruhlarımızın birbirlerine tutunmasını sevdim
Seninle ilgili herşeyi sevdim de
Bir tek seni benden ayıran o 17.30 vapurunu
Sevemedim...

16 Kasım 2011 Çarşamba

ŞAKA MISIN SEN BANA HAYAT

Ben ki aylardır offlaya pofflaya evde oturuyorum. Geçici bir iş arıyorum, biraz çalışayım biraz yatmaya devam edeyim diye ve buluyorum sonunda.

İşin yapısı gereği  bolca telefonla konuşmam gerekiyor, 3 haftanın sonunda da fena sayılmayacak bir para geceçek elime. Hayaller kuruyorum, hevesleniyorum, çocukların bakım işini organize ediyorum, bir heves, bir mutluluk, bir heyecan.

İşe gideceğim sabahtan bir önceki akşam neşe içinde sohbet ediyoruz ailecek ve hooop ben de yayın kesiliyor. Aaaa diyorum ama kendi sesimi bile zor duyuyorum. Zorluyorum, çığlık atmaya çalışıyorum tık yok.

Hemen ıhlamurlar kaynatılıyor, gargaralar yapılıyor ama yok olmuyor. Sesim geri gelmiyor.
Kendi konuştuğumu bile duyamıyorum şimdi. Şaka mısın sen bana hayat?

Offff Offf

12 Kasım 2011 Cumartesi

KIRLANGICIM OLUR MUSUN?

Ben bu havalarda en çok muşmulayı severim..

Bir de annemin ince belli bardaklarında içtiğim tarçınlı ıhlamuru.

Bu havalarda sokağa bakıp eski sonbaharlarımı anmayı severim ben,

 Hayallerimi severim, gençliğimi, çocukluğumu

Hep aynı yerde, aynı deli dolu sevgili kucaklar beni.

Kulaklarımda dalga sesleri, ellerim ellerinde , içim sıcacık

Tam soğuk burnumu öper,

 Bir ses uyandırır tatlı rüyamdan, kendime , gerçeğime dönerim..

Ama kulaklarımda hep aynı ses,

Fısıldar bana hep aynı nefes

" Kırlangıcım olur musun?"

RENKLER VE RUHLAR

Sevgili deeptone mimlemiş beni.. Konu " Ruhun Hangi Renk" Ayıca izlediğim bloggerların da ruhlarına bir renk yakıştırmam gerekiyor.

Düşündüm, taşındım ve  sonunda karar verdim ki, hepimizin ruhu rengarenk..

Bloğumun girişinde de yazdığı gibi " İnsan her durumda  bir başkasıdır"

Kimi zaman gridir ruhumuz, kimi zaman özgürlüklere kucak açmış bir mavi, kimi zaman asi bir mor, kimi zaman sevgi pıtırcığı bir pembe, kimi zaman ateşli tutkulu bir kırmızı, kimi zaman karanlıkların en karanlığı siyah.

Bazen umutarımızla birlikte ruhumuz da yeşerir, bazen sönen umutlarımızla birlikte kara sarıya çalar ruhumuz , ilk aşkın karşına çıkar birgün ve bir anda turkuaz oluverir dünya. Geçeklerin duvarına toslarsın ve gri toz bulutlarıyla kaplanır ruhun. Bir çocuk kahkasında mutluluğu keşfeder ve toz pembe bir elbise olur üzerine.

Ben bu aralar gri ve mavi arasında gidip geliyorum örneğin. Yarın ne renk olurum allah bilir.

Bu yazıyı okuyan tüm gökkuşaklarını mimledim..

Sevgiyle..

4 Kasım 2011 Cuma

BIÇAK

Karar vermek ne zordur bazen. Doğru olanı yapmaya çalışmak, vazgeçmek, red etmek, seçmek.

Her karar birşeyden vazgeçiştir aslında. Her seçim, seçmediğinin aklının bir köşesinde "Acaba?" diye yer etmesidir.

Ve vazgeçtiği şeyi şiddetle istemeye devam eder insan ruhu.

Ne seçtiğinden mutludur, ne vazgeçtiğinden üzgün.

İki ucu keskin bir bıçak yaşamak..

Hangi yana dönsen, diğer yanın kanayacak.

3 Kasım 2011 Perşembe

BU HAYAT ÇOK BAYAT

Hayat gerçekten çok bayat..

Hoppalaaa demeyin , evet acımasız bir giriş cümlesi oldu bu ama hayat bayat maalesef..

Günler birbirinin tekrarı. Birbirinin olmasa bile üç gün öncesinin ya da bir ay öncesinin tekrarı..

Aaa ben bu olayı yaşamıştım diye düşünüyoruz ve şaşırıyoruz ya bazen..Şaşırmayın!

Ben işin gizemini çözdüm. Biz o olayı yaşadık evet.. Elbet bir gün yaşadık bir yerde ve tekrar aynısı oluyor. Yani en nihayetinde düşündüğünde kaç farklı versiyonu olabilir ki hayatın ..

Hayatı güzel kılan o tekrarlar içindeki güzel anların tekrarı sanırım..

İnsan mutlu olmaya gülmeye doyar mı hiç? Güzel birşeyler olduğunda hep ilk sefermiş gibi şaşırır heyecanlanır. Ya da bende bir tuhaflık var bana öyle oluyor :)

Bazen böyle hayat üstüne üstüne gelir ya , sıkılır bunlaır yaşamaktan insan. Bilin ki filmin kötü sahneleri tekrara geçmiş .

Ama filmin bütününde güzel şeyler de oluyordur muhakkak ve tekrar sırası onlara da gelecektir.

Söylemesi kolay diyenler vardır elbet. Evet söylemesi kolay, yaşarken ağır oluyor bazı şeyler.

Bazen hiçbir teselli ve umut sözü kar etmiyor hatta küfür gibi geliyor adama.

Öyle zamanlarda en lazım olan şey sıcacık bir kucak. Ama konuşmayan sadece sarmalayan..

Bulup sarılın, hiç konuşmayın, konuşmasına da izin vermeyin..

İyi gelecektir. Bazen seni susarak dinleyen biri, hayattaki kötü tekrarların en iyi ilacıdır.

2 Kasım 2011 Çarşamba

İSKENDER'DEN...

"Kötü baba bir kılçığa benzer.. Boğazına takıldı mı ne çıkarabilirsin ne de yutabilirsin" demiş Elif Şafak...

BİR ŞARKI HERŞEYDİR, HİÇBİRŞEYDİR DE...

Bir mim gelmiş deeptone'dan..Hatırası olan şarkılar ve hatıraları hakkında. Hatta yazısında daha çok kızların olayları şarkılarla hatırladığından bahsetmiş.

İki gündür görev edindim kendime zihnimi zorluyorum zorluyorum aklıma şöyle afilli birşeyler gelsin diye tık yok :)) Yok aklıma bir şarkıdan ve o şarkıya ait iki hatıradan başka hiçbirşey gelmiyor.

Ben de isterdim şöyle havalı bir şarkıyla hatıram olsun, romantik falan olsun ama yok..

Meğer ben ne tekdüze, ne ruhsuz , ne duygusuz, hayatı ne renksiz kadınmışım diye içerleyip duruyorum kendime..

Şaka yapmıyorum hakikaten çok bozuldum ben bu duruma :(

Gelelim şarkıma ..Sezen Aksu " Unut"

Sezen Aksu 88 albümümünden nadide bir şarkıdır ki kankim ile ben çok sever alıp elimize saç fırçalarını evde bağıra bağıra söylerdik. Hatta ikimizin şarkısı olarak bile ilan etmiştik. ( Benim 10 yaşlarıma tekabül eder)

Yıllar geçti, biz büyüdük, başımızda kavak yelleri esmeye başladı.. Aşık olduk her genç gibi..Burnumuzun direği sızlaya sızlaya sevdik..

Ben de aşık olmuştum, herşey yolunda gidiyordu. Birgün heyecanlı heyecanlı buluşmaya gittim sevdiceğimle :) Kadıköy Deniz Otobüsleri'nin orda küçük masalar ve sandayeler vardı o zamanlar büfelerin önünde. ( Hala var mı bilmem) Oturduk, çay söyledik, benim elimde sevdiceğime aldığım hediye..Ama karşı tarafta bir durgunluk, sıkıntı ve kıvranma hali..

Meğer ayrılmak istermiş , başka şehire gidecekmiş. Bundanmış bu kıvranmalar, karşımda ter dökmeler ve buz gibi soğuk olmalar..

O ana dair hatırladığım tek şey , arka fonda çalan Sezen Aksu " Unut" şarkısı ve bana kapak olan aldığım hediye :)) Şimdi gülerek anlatıyorum ama o zaman dünya başıma yıkılmıştı desem yeridir.

Şarkının sözleri ise şöyle :

Kolay olmayacak
elbet üzeleceğiz
mutlaka bir iz bırakacak
belki de çocuk gibi sana küseceğim
seneler sonra utanarak

dokunup birer birer sevdiğin eşyalara
hatta belki ağlayacağım
acı çektiğim doğru ama sen bana bakma
ne olursa olsun seni unutacağım

seni sevdiğimi unut
sevişmelerimiz yalan
unut benide her yalan gibi unut
o sevgiler ki yoktular onlar ümitlerimizdi
ne ümitler yaşandi gel zaman git zaman
ayrıldığımızı unut yalnızlıklar zaten yalan
unut benide her yalan gibi unut
Bu yazıyı okuyan herkesi mimledim :)))
Sevgiyle