Hürriyet

18 Haziran 2012 Pazartesi

TATLI YORGUN

Sıcak ve yorucu günler..Tam içsel yolculuğum bir gram dahi olsa fazla gelmeye başlamışken , geçici bir iş imdadıma yetişti..

Düşünmeye bile fırsatımın olmadığı şu günlerde , vücudum tatlı yorgun.

Özlemişim!

8 Haziran 2012 Cuma

İÇTEKİ SES ( MİM)

Deeptone  ve Beyaz Sayfa   mimlemiş beni..

Yazdıklarımı az da olsa okuyan bilir ki, içimde sesler vardır benim. Bazen durmadan konuşup kafamı şişiren, bazen bana yol gösteren, bazen canımdan bezdiren.

Bazı zamanlarda susturabilirm onları, bazen hiç hükmüm geçmez. Zihnim hep doludur. Geveze küçük insancıklar konuşur durur. İnce bir baş ağrısına sebep olurlar bazen, zaman zaman zamansız bir gülümsemeye.

Hatta abartıp onlarla konuştuğum bile olur nadiren :)

Dinlerim içimdeki sesleri , gecenin sessizliğinde .. İçinden çıkılmaz durumlara girdiğimde, olmadık işlere soktuğum burnum kopsun diye kendi kendime isyan ettiğimde, beni en çok korkutan köşeye sıkışmışlık hissimle baş edemediğimde dinlerim içimdeki sesleri.

Beni yargılarlar, beni sorgularlar, beni ödüllendirirler, beni cezalandırırlar, beni gülümsetir, beni ağlatır içimdeki sesler.

Her ne kadar bazen şikayet etsemde kafamın içinde konuşan minik insancıklardan, mutluyum onlarla ..İç seslerim , benim belki de yüksek sesle söyleyemediklerim..

Pekiii, sizin iç sesleriniz var mı? Çiço, Dayatılanla Yaşayan, Hektor, Umay, Sırra Kalem, Acıdan Geçtim Güzelleştim, Nini, Aslı Bora, Adımı Sen Koy, Olmadı Baştan, Vladimir, Aylak, Suvebeyaz, Merika...Neler diyor o iç sesler?

6 Haziran 2012 Çarşamba

ŞİKAYETİM VAR





Şarkımı buldum sonunda:)

SEN AHKAM KESEDUR, ŞU ANDA 5 KADIN ÖLDÜ!

Ne zordur bazı şeylerde taraf olmak, fikir beyan etmek, olumlu ya da olumsuz cümleler kurmak.
Öyle konular vardır ki, savunuyorum ya da savunmuyorum diyemessin. Hassastır, balık sırtıdır, kıldan ince kılıçtan keskindir. Yanlış söyleyeceğin her bir kelime ortalığı tozu dumana katar. Tıpkı kürtaj gibi.

Ey ahkam kesen erkekler, siz hiç o masaya yattınız mı? Yatmak zorunda olan birine refakat ettiniz mi? Hiç öyle bir karar almak zorunda kaldınız mı, ya da bu kararı almaya çalışan birinin yanında gerçekten bulundunuz mu? Siz hiç kadın oldunuz mu?

Ey ahkam kesen hemcinslerim..Peki size ne demeli? Kadının halinden en iyi kadın anlar bilirdik, bunda da mı yanıldık? Anneleriniz sizi " Büyük lokma ye, büyük laf etme kızım"larla büyütmedi mi? "Kınama evladım, başına gelir" demedi mi?

Ya da " Her kim ki müslüman kardeşinin bir hareketini kınar ayıplarsa , o günahı işlemeden ölmeyecektir" hadisini de mi öğretmedi?

Biz kadınlar.. Yolda gördüğü bir çocuğu bile bağrına basacak kadar annelik içgüdüsüyle yaratılmış varlıklar...Çok isteyerek mi yatıyorlar o masaya sanıyorsunuz? Biz ki hamile olduğumuzu hissettiğimiz andan itibaren bütün duyguları, hormonları alt üst olan yaratılmışlar, hiç düşünmeden üzülmeden mi bu kararı verdiğimizi sanıyorsunuz. Ağlaya ağlaya gider kadınlar kürtaja, ağlaya ağlaya uyanırlar narkozdan. Bedenimiz hemen iyileşir, 3 saat içinde kalkar ayağa günlük işlerimize devam ederiz. Ama ruhumuzda hep bir yara kalır o günden. Mecburiyetten verilmiş kararlar bütün ömrü boyunca peşinden gelir insanın. Hep yüreğinin bir köşesinde didikler onu. asaklayarak

Katil, cani damgası vururken kürtaj yaptıran kadınlara , hiç mi düşünmüyorsunuz ki birilerini yaralayacak eski acılarını tazeleyeceksiniz. Düşünemezsiniz çünkü siz empati yapmaktan yoksun cahil zavallılarsınız! Düşünemezsiniz çünkü kürtajı esas siz bir doğum kontrol yöntemi gibi görüyorsunuz. Aklı başında, vicdanı sağlam hiç bir insan bu yöntemi doğum kontrol yöntemi gibi görmez, bu yola çok mecbur kalmadıkça başvurmaz. Aksini düşünenler var ise ki muhakkak vardır, değil yasaklamak cezasını idam yapsanız dahi o bir yolunu bulur yine yaptırır o operasyonu!

Niye mi kürtaj yaptırır kadınlar?

Kazara hamile kalmıştır ( en güvenilir doğum kontrol yönetiminin bile koruma oranı %98'tir), cahildir, küçüktür, psikolojisi çocuk bakmaya müsait değildir,yalnız bir anne olacaktır eğer doğurursa, maddi durumu müsati değildir, çalışıyordur bakacak kimsesi yoktur,  kocası terk etmiştir, kocası aldatıyordur, o kocasını aldatıyordur, belki hamile kalan liseye giden küçük kızıdır, tecavüzü yazmıyorum bile!

Muhafazakar kesimin yukarıda yazdığım herşeye verecek bir cevabı vardır elbet.. Rızkını allah verir, çalışmasın efendim, kazara hamile kalındıysa o çocuğun bu dünyada yiyecek ekmeği vardır, liseye giden kızlarınıza sahip çıkın sizde, evlilik öncesi cinsel ilişki kurmayın canım, tecavüz edildiyse çocuğun günahı ne gibi birsürü doğruluğu tartışılır cevap verilebilir bu konu hakkında.

Ama hayat çok bilinmeyenli bir denklem efendiler!! Kimin başına nerede ne zaman ne geleceği belli olmaz. Kimin ne zaman neye mecbur kalacağı bilinmez. Geleceği, başımıza neler gelebileceğini hiç kimse bilemez!!

Yasaklayın, bitecek mi sanıyorsunuz. Merdivenaltı kürtajlar başlayacak...Kadınlar ölecek pisipisine! Kürtaj yaptırmaya yer bulamazlar ise aileleri tarafından öldürülecekler!! Olsun alışkınız ama biz dimi kadın cinayetlerine!! Hergün yüzlercemiz öldürülüyor zaten!! Hayatımızın değeri ne  ki? Üç beş tane badem bıyık adamın iki dudağının arasında yaşıyoruz..

Ey insan hakları savunucusu! Bir lafım da sana..!! Tecavüz sonrası olan ceninin yaşam hakkını düşün elbet de, bir de tecavüze uğrayan kadının yaşam hakkını düşünsen diyorum! Yoksa iki işi aynı anda yapamıyor musun sen?

Bu olayı da ayağa düşürdüler, böyle hassas ve nazik bir konuda da insanları taraf yapmaya çalıştılar ya EDEP YAHU!

Efendiler esas edepsizlik günah, esas milletin iki bacak arasını uluorta konuşmak günah!!

Başka özel meselelerimiz hakkında da verecek fetvalarınız var mı merak ediyorum? İstenmeyen tüyler, makyajın incelikleri, lazer epilasyon haram mı, tırnaklarımız kaç santim uzatsak, muayyen günlerimizde hangi marka pedi kullanmak caizdir?

Ayıp be ayıp!!!

4 Haziran 2012 Pazartesi

US

2 gözüm 1 burnum 1 ağzım 2 kulağım var da (1) aklım yok benim..

1 Haziran 2012 Cuma

ARAF 2

Bir gün tam da sen derin bir kuyunun dibini boylamak üzereyken, biri gelir ve elinden tutar. Kuyuya atlamana izin vermez.

Sonra seni kuyunun başına bağlar ve gider. Sen o saatten sonra ne atlayabilirsin ne de o kuyudan uzaklaşabilirsin

Yaptığı iyilik midir, kötülük müdür tartışılır ama senin yaşadığın kesinlikle ARAF'tır..