Hürriyet

17 Ocak 2011 Pazartesi

FİLM - BENİ BIRAKMA ( NEVER LET ME GO)

Bir organ bağışçısı olarak yetiştirme yurdunda büyütülseydiniz ve gerçek birgün yüzünüze tokat gibi çarpsaydı tepkiniz ne olurdu?

Nasıl ve kimlerden modellenerek dünyaya getirilen kolanlarsınız?


Sizin olmadığını bildiğiniz bir vücut ve hayat ile yaşamanız ne denli mümkün?

Hele bir de aşıksanız ve  3. bağışınızdan sonra hayatınızın sona ereceğini biliyorsanız?

Varoluş amacınızın diğer insanların hayatını kurtarmak olduğu size en yumuşak biçimde nasıl anlatılır?

Değişik bir film. İlginç bir öykü ve içinde saklı bir aşk hikayesi...Belki gelecekte yaşayabileceğimiz dramlarıda anlatıyor. Zira bilim bazen tehlikeli...

Filmin içinden çarpıcı bir replik
" Biz galeriyi ruhlarınızı okuyalım diye değil, ruhunuz var mı diye öğrenmek için kurduk!"

2 yorum:

  1. Günümüzde yaşanan dramlar daha mı insancıl? Gerçi ''insancıl''sözcüğü anlamını yitireli çok oldu benim usumda..İnsanın olduğu her yerde kötülükler ve acımasızlık var. Hayvanlarda olduğu gibi var olma çabası değil bu. Hırs ve bencillik bir çok insani duyguların önüne geçiyor. Yaşamın her alanında diğer canlılara ve kendi türüne en büyük zararları yine insanoğlu veriyor. Ruhunda iyilik olanlar ise bunun acısını çekerek, utanç duya duya yaşamak zorunda kalıyorlar.

    YanıtlaSil
  2. Şeytanın Yaz Dedikleri@ Bu filmler senaryo değil zaten bence. Hayatın tam da kendisi... Sahip olmadığımız o insancıl duyguların hayatımız üzerinde yaratacağı hatta belki de yarattığı etkiler.. Kim diyebilir ki bu filmde olanların gerçek hayatla ilgisi olamaz diye?

    YanıtlaSil