Zamane çocukları müthiş bir özgüven balonu. Balonu diyorum çünkü bence o sahip olduğuklarını sandığımız özgüvenin yarısından fazlası sanal ya da şımarıklık.
Fazla özgüven gerektiği şekilde törpülenmez ise sonucu birsürü saygısız , patavatsız, nezaketsiz bireyler bence..
Kıldan ince, kılıçtan keskin bir süreç bu. Nerden mi aklıma geldi bütün bunlar? Geçen gün bir kitapçıda kişisel gelişim kitaplarını karıştırırken , aşağıdaki hikayeyi okudum. Sonra kendimin ve benim gibi anne olan arkadaşlarımın çocuklarımızın kendilerine güvenmelerini sağlamaları adına yaptığımız uzunn uzun konuşmalar geldi. Taktikler, oyunlar, kurmacalar, psikologlar ve daha nelerr neler..
Oysa hayat taktiklerle gittikçe karmaşıklaşıyor. Aşağıdaki hikaye bana zatençocuklarımızın doğuştan içinde olanı nasıl basit bir şekilde destekleyeceğimizi gösterdi. Basit, sade ve yalın.
Belki ilk yürümeye başladığında düştüğünde alkışlamakla başlar herşey, yemek yerken üzerini kirletmesine izin vermekle devam eder... Basit, sade ve sıradan...Anlaşılır, taktiksiz ve saf.. Tıpkı çocuklar gibi....
EDİSON ÖZGÜVEN DESTEĞİ
Edison günlerce uğraşıp bir ampul yapar. Yanında çalışan çocuğa verip üst kata gönderir. Fakat çocuk ampulü yere düşürüp kırar.
Edison tekrar uğraşıp ikinci bir ampul yine yapar ve yine aynı çocuğun eline verir. Arkadaşları hemen itiraz ederler. Bu sakar çocuğa nasıl olup da güvendiğini anlayamazlar. Edison şöyle der:
“Eğer ikinci defa ampulü eline vermeseydim, hayat boyu kendisini beceriksiz bir insan olarak düşünecekti. Kendine güvenini kaybetmesin diye verdim.”
Harika,bu kadar yalın anlatılabilir.
YanıtlaSiladsız@ yalın anlatımlar daha kolay anlaşılıyor sanki değil mi? en azından benim için böyle :) sevgiyle
YanıtlaSil