Hürriyet

20 Aralık 2010 Pazartesi

NE OLUYOR YAHU?

Herşeyimiz planlı programlı artık. Dakikalarımız sayılı.

Geçerken uğradım komşuluklar yok, bir hafta önceden randevulu dost ziyaretleri sardı dünyayı.

Komşudan pişen bize düşmüyor , çünkü komşu artık bizi tanımıyor

Bebek görmeye gitmelerin, diş buğdaylarının yerini Baby Shower'lar aldı.

Lohusa kırk gün yanlız bırakılmaz derlerdi eskiler ve 40 gün tezgah kurarlardı yeni doğum yapanın evine, şimdi bunun adı doğum sonrası depresyonu oldu.

Çocuklar birazcık yaramaz ise hooop psikoloğa tanı :" Hiperaktivite"

Kızınız , oğlunuz matematik konusunda başarılı değil mi? Hastadır kesin hasta. Adı da Matematik Öğrenme Bozukluğu. Araştırın internetten inanmassanız. Çocuğun sosyal konulara daha fazla yetenekli olması falan sözkonusu olamaz yani. Matematiği beceremiyorsa bir sorunu var demektir.

Evde yapılan sıcacık doğumgünü partilerinin yerini party hauselar'daki nuggetslı, hamburgerli kutlamalar aldı.

Hava durumu bile sürpriz değil bize. Karın hangi dakika yağmaya başlayacağını söylüyor hava durumu bültenleri.

Birden başlayan yağmurun altında ıslanmak da nostalji artık, yağmurun yağacağını bildiğimizden herkes tedbili kıyafet çıkıyor sokağa Ağustos ayında bile.

Telefon çıktı, mektupların tebrik kartlarının yüzüne kimse bakmıyor tarih oldu diye şikayet edişimiz sanki dün gibi. Oysa bugünlerde Messenger, Twitter, Facebook derken kimse birbirine telefon da  etmez  oldu. Yaz iyi dileklerini bas enter'a..

Biz eskiden gazeteden çıkan kağıt bebeklere kağıt elbiseler giydirirdik. Şimdi internette barbie giydiriyor yeni nesil sanal sanal.

Biz sokağa çizerdik sekseği tebeşirle, şimdi kartonlarda evde oynanan versiyonunu yapmış oyuncakçılar.
Ser kartonu salona, zıpla dur.

Çamurdan kap kacak yapardık kendimize, şimdi hiiiç kurumayan oyun hamurları çıktı. Rengarenk, kokulu ve yapay!

Kadının erkeğe saygısı ve hürmeti, erkeğin de kadına saygısı ve nezaketi vardı. Şimdi kadınlar erkek gibi, erkekler kadın gibi davranıyor ve bunu kimse garipsemiyor.

Öğretmenlerimiz eve gidiş zili çaldığında atkılarımızı eldivenlerimizi tek tek kontrol ederlerdi takılmış mı diye. Artık bir çok öğretmen öğrencisinden önce sınıftan fırlıyor.

Komşu teyzeden ya da komşu amcadan korkmadık biz hiç, şimdi çocuklarımızı bakkala bile tek başına gönderemiyoruz korkudan.

Sokak kedileri fare avlardı eski zamanlarda , evde kalan yemekleri paylaşırdık elbet can dostumuz sokak hayvanları ile. Ama kutu kutu hazır mamalar alıp sokaktaki hayvanları onlarla besleyerek doğanın ve hayvanların dengesini bozmadık hiç iyilik yapmak adına. Şimdilerde kedile farelerden kaçar oldu ne tuhaf değil mi?

20 yaşındaki tazecik genç kız televizyon programında kendine koca arıyor , çocuğunu ömrü boyunca bir kez bile görmemiş adam televizyonda bas bas çocuğum diye bağırıyor, sevgili aşkını twitterdan ilan ediyor, aşklar, sevişmeler bile sanal . Daha ne olsun!



8 yorum:

  1. yaaaa ne kadar doğru söylüyorsun; bir de o 20 yaşında koca arayanlar 1 sene önce boşandım 2 yaşında çocuğum var demiyor mu??? sinir oluyorum....

    YanıtlaSil
  2. minimalist@ aynen öyle diyorlar. Madem yaptın bir hata , daha ne demeye tvlerde koca arıyorsun hala dimi?

    YanıtlaSil
  3. nekadar doğru yazmışsınınız ,paylaşımınız için teşekkürler..

    YanıtlaSil
  4. elif-kayra@ beğenmenize çok sevindim. Sevgiyle

    YanıtlaSil
  5. vallahi çok doğru bir yazı yazmışınız. o kağıttan bebeklere kağıttan elbise giydirme oyunumuz ne zevkliydi hakikaten. şimdi çocuklar neyle mutlu olacaklar hiç bilmiyorum!

    YanıtlaSil
  6. Ece@ mutlu olamıyorlar bence hiçbirşeyle. Hep bir tatminsizlik hali mevcut zaten

    YanıtlaSil
  7. Peki n'apıcaz? Çözüm ne?

    YanıtlaSil
  8. Coşkun Hürsel@ böyle sinir ola ola yaşıyacağız :) başka yapacak ne var :)) Yel değirmenleri ile savaşmak gibi birşey en nihayetinde bu iş

    YanıtlaSil