Haftasonu büyük bir alışveriş merkezine düştü yolum. Mecburi bir düşüştü bu çünkü alışveriş merkezi evimin dibinde, içinde de Migros var. Hal böyle olunca önce bir mağazaları dolaşayım dedim,demez olaydım.
Allahım ! Bu ne görüntü. Karınca sürüsü gibi bir sürü insan hepsi noel babaya dönüşmeye yemin etmiş gibi sanki. Gerekli gereksiz ne var ise sepetlerine dolduruyorlar. Sanki mağazalar bedava dağıtıyor o derece bir kalabalık. Etiketinin üzerinde 200 TL yazan bir kazak iki kadın arasında meydan muharebesine neden oluyor. Sebebi mi? E kazak indirimde.. Yüzde 70 indirimle 200 TL'ye düşmüş!
Her yerde boy boy afişler
" Etiketin yarısı" " Bir alana bir de bizden" "Sale/Sale" ( Bu en gıcık olduğum çünkü İngilizce.. Hadi Türkçe bilmeyen müşterileri olabilir diyelim ama yanında Türkçesi de yazmıyor)
Hoş bir telaş ama fazlası garipsenecek bir çılgınlık halini almış.
Markette sepetler dolu, hani sanki olağanüstü hal ilan edilmiş insanlar 1 ay evlerinden çıkmayacakmışcasına alıyorlar da alıyorlar. Üstelik daha yılbaşına 1 hafta var. Evde 100 kişilik parti versen bu alınanlar anca tükenir. Sepet sepet içkiler, kilolarca kuruyemişler, küçük bir kuzu boyutundaki hindiler,paket paket cipsler, patlaşmış mısırlar. Tam olağanüstü hal alışverişi.
Yılbaşı ertesi, cumartesi akşam üstü evlerden çıkan çöplerin yarısından fazlasının yenmemiş yiyecekler ile dolu olacağına eminim. Çünkü defalarca karşılaştım bu manzara ile.
Gereksiz israf, büyük bir alışveriş çılgınlığı, kapitalizmin kölesi bizler.
Hediye almak da vermek de çok hoş. Birilerini sevindirmek, başkaları tarafından hatırlanmak, sevindirilmeye değer bulunmak insanın grurunu okşayıcı, yaşam sevincini arttırıcı hoş paylaşımlar.
Ama israf, ama ayağını yorganından fazla uzatmak, kaş yapayım derken kendi gözünden olmak.
Sonra da TV'lere çıkıp " Devlet baba yardımm! Kredi kartı mağdurlarına bir çözüm bulunsun! Kredi kartı kullanımını kısıtlayın!" diye dert yanmak ağlamak..
Ben eminim ki yılbaşındaki alışveriş çılgınlığına kendisini kaptıranların yarısından fazlası cebinde olmayan parayı harcıyor. Çektir kredi kartından 12 taksit. 2 ayda taksit erteleme ohhhh sanki sonunda o ödemeyecek.
Sonu, ödenemeyen kredi kartı borçları, gelen icralar, boşanan çiftler, yıkılan hayaller.
O kredi kartını alabilmek için gerekli formları dolduracak, gerekli belgeleri tamamlayacak zekaya sahipsen, ne kadarını harcayacağını ne kadar ödeyip ödemeyeceğini bilecek zekayada sahipsindir arkadaş. Kredi kartında var olan kullanılabilir limitin sonuçta bir banka kredisi olduğunu ödeyemessen faiz yüküne katlanacağını en nihayetinde borcun tahsilatı için yasal yollara başvurulacağını bilmeyen var mı cebinde kredi kartı olup da?
Devlet kredi kartını kullanımını kısıtlasın diye bar bar bağıranacağına, bir zahmet sen kendi kendini kısıtlasan?
Ne dersin? Hoş olmaz mı?
kesinlikle tam bir alışveriş çılgınlığı; bazen de mecburen oluyor ama abartmamak lazım :)))
YanıtlaSilminimalist@ abartmamak lazım bence de. Yoksa hepimiz alışveriş yapıp hediyeleşiyoruz da bu kadarı fazla gibi geliyor :)
YanıtlaSilAlışverişe liste ile gitmenin büyük yararı var. Aksi takdirde gereksiz pek çok alınabiliyor. Çöpe giden yiyecekler aslında insanlık ayıbı. Dünyada açlık çeken çocuklar var. Evsizler ve sokak hayvanları da bir lokma yiyeceğe muhtaç. Çöpe yiyecek dökenler bunu iyi düşünmeli..
YanıtlaSilKredi kartı kullanımı ile ilgili saptamalarınıza katılıyorum. İnsanların çoğu kendi bilinçsizlikleri yüzünden borç batağına saplanıyorlar. Umarım daha bilinçli bir toplum oluruz.
Begonvilli Ev@ ne kadar aç insan var , çok doğru söylüyorsunuz. Kesinlikle insanlık ayıbı.
YanıtlaSilİyi dileklerine katılıyorum, umarım daha bilinçli oluruz. Sevgiyle...