Hürriyet

10 Temmuz 2011 Pazar

EV HAYATI-VOLUME 2 ( TELEVİZYONLAR)

Çalışırken en çok özldiğim de televizyon izlemekti. Elime kahvemi alıp uzun uzun bir sonraki günü düşünmeden tv izlemek fantazi gibiydi benim için.

Evde olunca malum, tv karşında duruyor ve yapacağın işlerin bir çoğu ertelenebilir olduğundan vakit bir hayli bol.  Gerçi evde çoluk çocuk bağırtısından hayal ettiğim şekilde izlemem pek mümkün olmasa da yine de uzunca bir süre ( bana öyle geldi) yaptım bu tv izleme molalarını.

Kahvaltıdan sonra masayı olduğu gibi bıraktım hatta. Yayıldım tv karşısına, o program senin bu program benim dolandım durdum. Elimde ince belli, bardak bardak çay keyfi yaptım. ( Ben 20 li yaşlarıma kadar 1 bardaktan fazla içmezdim ama şimdi içmessem bardak bardak başım ağrıyor- gittikçe anneme benziyorum-yaşlanıyorum sanırım)

Tv izledin de ne oldu diye soranlar..Karar verdim ki bizim memleketin insanları çıldırmış..Kesen, biçen, doğrayan, evinden kaçan, yan komşuyla işi pişirip bu ahlaksızlığa kocasını bile ortak eden bir de televizyonda bunların ortalığa dökülüp saçılmasından hiç çekinmeyen..

Programlarda kendine koca arayan 20'lik kızlar..Hadi 50 üstünü bir nebze de olsa anlayabiliyorum ( anlamak için kendimi zorluyorum-yanlızlık zor iş hele ki yaşlıyken) ama o 20'lik tazelere aklım hiç ermiyor.

Yahu bunların ana babaları mı yok yoksa bizimkiler mi çok tutucu? Ben böyle birşey yapsaydım bizimkiler beni kapı önüne koyardı diye düşünüyorum..

Yemekteyiz de birbirinden çeşni insanlar.. Yahu bu insanlar gerçek mi? Üstüne gecelik geçirip şıklık yarışına girenler üstüne bir de o kadar hakaret işitip pişmiş kelle gibi sırıtmayı becerenler.

Dizilerde bir sürü ensest, tecavüz, taciz..

Ben iyi  ki televizyon izlemiyormuşum dedirtti bana tüm bu gördüklerim. Kendime evin içinde oyalanacak yeni şeyler bulup derhal elimi ayağımı çektim bu tv işlerinden. Zira memleket çıldırmış, insanlar benim bıraktığım gibi değil...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder