Hürriyet

27 Ekim 2010 Çarşamba

TAZE EKMEK VE YARIM KİLO KUŞBAŞI

Yıl 1998.. Deprem sonrası.. 2. gün. Televizyonda kurtarma çalışmalarını izliyorum içim acıyarak.

Fırından ekmek alır mısın? diye sesleniyor ev arkadaşlarımdan biri. "Dönerken de kasaptan yarım kilo kuşbaşı". Ses yankılanıyor kulaklarımdan " Fırından ekmekkk alır mısınn , yarım kilo da kuşbaşıı?"

Nasıl yani ? Ama ordakiler , bina altındakiler? Nasıl da devam ediyor hayat? 2 saat uzağımdalar oysa ki..
2 saat uzağım , kan revan. 2 saat uzağım gözyaşı. Fırından taze ekmek ve dönerken de kuşbaşı..

Belki de o gün , en güçlü empati yapabildiğim gündü..Yiyemedim..Fırından taze çıkmış ekmeğin bir lokması bile geçemedi boğazımdan. Koştum yardıma..Bir haftaya yakın kaldım oralarda. Yaşadıklarım gözbebeğimin kenarında bir damla olarak durur hep , duracak da..

Sabah bir haber.. 3 sene önce annesinden ölesiye dayak yiyerek koruyucu aile yanına verilen Sıla Bebek'in abisi. Yetiştirme yurdunda, kendinden yaşça daha büyük olanlar tarafından darp edilmiş. Sıla Bebek'in eski görüntüleri geldi ekrana, bakamadım..

Abisine kızıp 4 yaşındaki yeğenini işkenceyle öldürüp apartman boşluğuna atan "Korkunç Hala" nın haberleri dün her yerde idi. Okuyamadım..

Komşusunun çocuğunu sobada yakanlar, konuşmayı bile bilmeyen bebekleri dövenler..Sahi ne oluyor insanlara? Ya da hep böyle idi herşey , haberleşme hızının artması ile olan biteni daha rahat öğrenmeye başladık..Kol kırılıp yen içinde kalmıyor artık.. Burda öksürsen , Amerikadan biliniyor.

Ya bize birşeyler oluyor , ya herşey zaten böyle idi..Farketmiyor ki.. İnsanların canı yanıyor.. Çocuklar ağlıyor..Ve ben kendi çocuklarımın yüzüne bakamıyorum, ve ben kendi çocuklarımın başını okşarken bir evde işkenceye maruz kalan bir çocuğun varlığını bilmek , kendi çocuğumu sevebilmekten alıkoyuyor beni..Çocuğuma çikolata alırken, bir çikolata ile kandırılan ve tecavüze uğrayan çocuklar geliyor aklıma , çikolatayı yerine bırakıyorum..

Çocuklarımın gözlerinin içindeki neşe, biliyorum ki başka bir çocukta endişe.. Biliyorum ki çok uzaklarda değil yakınımda bir yerlerde bir çocuk, korkuyor bir çocuk çaresizce ağlıyor, bir çocuk annesinden babasından uzaklaştırılmış belki de organları alınıyor. Dilendiriliyor, hayattan acımasızca kopartılıyor..

Bir çocuk, çocuklar yok ediliyor, katlediliyor..Utanıyorum..İnsan olmaktan ...Birşey yapamıyor olmaktan..

Bazen diyorum ki, tecrit etsinler hepimizi biz büyükleri, biz canavarları.. Büyüsün çocuklar neşe içinde, kendi dünyalarında, kendi masumlukları ve saflıklarıyla..

4 yorum:

  1. ne yaparsak yapalım bu acılar yaşanmaya devam ediyor ve insanlık varoldukça da devam edecek maalesef! küükken bazı hayvanlardan korktuğumda babam "hayvandan değil insandan korkmalı asıl" derdi... büyüyünce anlıyor insan! çok güzel özetlemişin!

    YanıtlaSil
  2. Ece@ Ne güzel demiş baban. Benim de annem aynı şeyi söylerdi hep :(

    YanıtlaSil
  3. Çok hisli olmuş yazınız, ben de haberleri izlemeye korkuyorum.. bir çocuk haberi duysam içim yarılıyor adeta, hele ki insan anne olduktan sonra bakış açısı daha da başka oluyor. Allah hepimizi ıslah etsin, ne diim.. sevgiler.

    YanıtlaSil
  4. Deli Anne@kesinlikle haklısın. Özellikle anne olduktan sonra değişiveriyor dünyayı görme şekli insanın
    Sevgiler

    YanıtlaSil