Hürriyet

14 Ekim 2010 Perşembe

AÇLIKTAN MI ÖLELİM

Her gazetede, her haber kanalında, birçok blogda kabus gibi yazılar ardarda. Bezelyeyi öğüttüler fıslıklı tatlıya fıstık diye kakaladılar, beyaz ekmekteki unlar kimyasal, esmer şeker aslında esmer  değil beyaz , köftelerde kıyma yok soya var, etlerde bakteri var ( ne eti yediğimiz belli bile değil), kırmızıbiberler kiremit tozu, tavuklar hormonlu, koruyucular kanserojen, ambalajlar ondan beter. Kaşar peynirleri patates püresi. Siyah poşetler hastalık saçıyor, meyve sebzenin tohumu baştan bozuk..

Eee biz ne yapalım şimdi, açlıktan mı ölelim, meyvemizi sebzemizi kendimiz yetiştirip , şehrin göbeğinde  ineğimizi kendimiz mi besleyelim?

3 yorum:

  1. Ah sormayın.. Aynı soruyu ben de soruyorum kendime ve çevremdekşlere. ''Peki biz ne yiyeceğiz?''

    YanıtlaSil
  2. aslında en mantıklısı bu :)

    YanıtlaSil
  3. Pencere önü bostanları çıktı.. Yavaş yavaş balkonunlarda tavuk, küçükbaş hayvan vs. de besleriz..:)

    YanıtlaSil