Hürriyet

13 Mart 2012 Salı

GÜLÜMSE ANNE

Oldukça zor günler geçiriyordu. Yeniden annelik hem çok heyecanlı hem de çok yorucuydu onun için.
Evin yeni miniği beklenenden önce aralarına katılmış, bütün aile fertlerine oldukça zorlu bir süreç yaşatmıştı.

Zor günler hastaneden çıktıktan sonra da devam etmişti ve doktorun söylediğine göre uzunca bir süre devam edeceğe benziyordu. Minik bebek, annesinin deyimiyle kurulmuş saat gibi akşam 19.00'da ağlamaya başlıyor ve sabah 07.00'da susuyordu. Bu süre içerisinde ne yapsalar, ne etseler susmuyor, buldukları bütün çözümler geçici oluyordu. Akan su , saç kurutma makinası, elektrik süpürgesi, çamaşır makinası motoru sesleri geçici olarak bebeği susturuyor ama tam bir sukunet sağlamıyordu. Zaten bu sesler en az onun ağlaması kadar sinir bozucuydu. Evde uykusuz saatler arttıkça sinirler daha da geriliyordu. Alt üst olan hormonlarının verdiği zarar yetmiyormuş gibi bir de uykusuzlukla uğraşmak zorundaydı.

Evde annesinin ilgisine muhtaç bir çocuk daha vardı. 5 yaşlarında güzel mi güzel bir kız çocuğu. Bu zor günlerinde sanki annesinin sıkıntılarını anlıyormuş gibi hiç üzmüyordu onu. Gününün tamamını kreşte geçiriyordu, eve gelince minicik elleriyle annesinin sofrayı kurmasına etrafı toplamasına yardımcı olmaya çalışıyor, hiç yaramazlık yapmıyor, hatta sesini bile çıkarmıyordu ama annesinin yüzü hep asıktı. " Beni artık sevmiyorlar" diye düşündükçe , daha fazla çabalıyordu küçücük yüreği kendini sevdirmek için ama ne yapsa olmuyordu. Evde onu kimse görmüyordu, varsa yoksa o yeni gelen minik şeytanla uğraşıyorlardı. Annesi hep sinirliydi, babası hep " sonra" diyordu. Gelenler önce bebeğe bakıyor, önce onu soruyorlardı.

Yine bebek ağlamaları ile boğuştukları bir geceydi. Minik bebek canından can kopartılmış gibi ağlıyor, yeni anne bebeğini susturmak için bir o yana bir bu yana koşuşturuyordu. Yürürken ayağına büyük kızının oyuncaklarından biri takıldı, sendeler gibi oldu. Kızını yanına çağırıp var gücüyle " Bu oyuncağın burda ne işi var, sana kaç kere oyuncaklarını sağa sola atma demedim mi!" diye bağırdı. Bağırırken işaret parmağını tüm gücüyle sallıyordu. Hırsını alamadı, kızını kolundan tuttuğu gibi odasına itti. Minik kız hıçkırıklarla ağlamaya başladı. O ağladıkça kadın kıza daha çok bağırıyordu.  Sonunda ufaklık ağlaya ağlaya uyudu. Sabaha karşı bebek de sustu. Yeni anne yorgun, bitkin ve kızına yaptıklarına pişman vaziyette yatağa girdi. Saat sabah 7 sularını gösteriyordu.
Tam dalmak üzereydi ki, ufak kızı yanında belirdi. " Annee, annecimmm" diye sarstı kolundan.
Kadın sıçrayarak kalktı, uykunun da verdiği sersemlikle sertçe " Ne oldu?" dedi.
"Odama gelir misin , sana bir sürprizim var" dedi heyecanla ve sabırsızlıkla minik kız.
Kadın bu söz üzerine çileden çıktı. " Az önce yattım, zaten kardeşin bütün gece uyutmuyor, sabahın köründe de seninle mi oynayacağım. Çekil başımdan! " diye azarladı kızını ve yattı.
Minik kız içini çeke çeke odasına giderken, kadın yanlış yaptığının farkına vardı yine. Usulca kalktı, sabahlığını giydi ve kızının odasına gitti.

Kızı duvarın dibine tespih böceği gibi oturmuş , için için ağlıyordu. Bir anda yatağa ilişki gözü. Acemice toplanmıştı ve yatağın üstünde bir resim vardı. Minik kız annesini görünce ayağa kalktı ürkekçe." Senin için yaptım annecim" dedi. "Yatağımı topladım sana yardım olsun diye ve gülmen için de bu resmi yaptım. Bir de dün akşam seni kızdırdığım için."
"Hiç gülmüyorsun anne..".
Kadın kızına sarıldı, ağlamaya başladı.
Minicik kızının ondan başka sığınacak kimsesi yoktu ve o sinirlendikçe hırsını ondan çıkarıyordu.
Ne büyük haksızlık yapıyordu bu ufacık çocuğa. Bir pedagogdan, bir psikologdan yardım almalıydı. İşler gittikçe kötüleşecekti yoksa.
Anne olmak çok zordu, bunun farkındaydı. Ama başaracaktı!
Kızının yüzünü ellerinin arasına aldı, sıcacık bir öpücük kondurdu ve gülümsedi.
" Başbaşa bir kahvaltıya ne dersin?" dedi başını okşayarak ..
Sarıldı minik kız annesine, annesi de ona. Bugün yeni hayatlarının ilk günüydü..

14 yorum:

  1. ne zor değil mi bazen.. sadece sevgi yetmiyor bazen.. çok keyifle ve içim burkularak okudum.. o kadar çok ki örnekleri o yüzden içim burkuldu.. anne için de , kızı için de.. ama oyle akıcı yazmışsın ki keyif aldım okurken..
    kalemine o güzel yüreğine sağlık..

    YanıtlaSil
  2. çok üzücü:( umarım bunu birebir yaşayan siz değilsinizdir... kimse yaşamasın, çok fena. ama eminim bundan sonra daha sabırlı davranmak için zararın neresinden dönse kardır diye düşünüyorum.

    YanıtlaSil
  3. Dünyada tadılacak sevgiler, insanın doğduğu günden itibaren önünde sıralanmıştır. Yeter ki, insan onları görebilsin. Her tattığı sevgiyle ilerlerken, tadılmış sevgiler de bir adım geride arkasında birikerek çoğalırlar. Geride ne kadar çok sevgi biriktirirsen, o kadar çok ilerlersin.

    YanıtlaSil
  4. Dayatılanla Yaşayan@ Evet bazen sevgi bile olsa gerçekten herşey zor. Hele yeni doğum yapmış bir kadın bazen delilik sınırında gezebiliyor, tıbben kanıtlanmış bir durum. Profesyonel yardım gerekli oluyor. Beğenmene çok sevindim.. Sevgilerimle :)

    YanıtlaSil
  5. Bilgen@ Birebir aynını yaşamadım ama benzer hisler içinde ben de bulundum . bebeğim olduğunda. Bir arkadaşım aynını yaşadı ama.. Biraz ondan biraz benden bir karma..Lohusalık döneminde normal bir durum. Belki birilerine yardımı dokunur, yaşayan varsa yalnız olmadığını anlar diye yazdım. Sevgilerimle ..:)

    YanıtlaSil
  6. Hektor@ Bunların üstüne birşey söylenmez ki.. Doğru söze ne hacet! Ne kadar çok sevgi , o kadar çok huzur. Sevgilerimle :)

    YanıtlaSil
  7. ay çok garip oldum okuyunca, içim bi burkuldu, bi iççekiş, bi duygu seli, bi düğümmm...
    anne olmak, kadın olmak.
    sevgiler.

    YanıtlaSil
  8. özge bayrak@ Sevgiler benden :)

    YanıtlaSil
  9. çok güzel.
    yerim o kızı ben.
    :)
    ne kadarı gerçek bunun.
    :)

    YanıtlaSil
  10. deeptone@ yüzde yüzü :)

    YanıtlaSil
  11. yüzde yüzü.
    bir arkadaşının yaşadığı değil mi.
    :)

    YanıtlaSil
  12. bir çok çocuk yaşıyor bu hisleri, bir çok anne-baba farkında olmadan incitebiliyorlar gözbebekleriniç zaten uykusuzluğundan, yorgunluğundan değil-bu duyguları es geçmemek gerektiğinden zordur anne olma sanatı...

    YanıtlaSil
  13. deeptone@ evet evet. ama bir süre benim de içime şeytan kaçmıştı 2.bebişte..Çok uzun terapilere ihtiyacı olanları, ciddi ciddi depresoyona girenleri tanıyorum.. Hormonların oyunu

    YanıtlaSil
  14. nini@ zor ama çook keyifli

    YanıtlaSil