Sevgili Bolat yine döktürmüş, bize bir yazıda neler öğretmiş, nerelere götürmüş getirmiş, adresler vermiş üstüne üstlük bir de mimlemiş..Hayranım zekasına, bilgisine. Ben öğrenmeyi severim, öğreten bir blog sahibi kendisi. Değişik bir şekilde mimlemiş bizleri. Benim payıma Bizlere Dayatılan Sıradanlıklara Dayatılanla Yaşayan tarafından yazılan gayet hoş ve üstüne söz söylemeye bile gerek olmayan yazı ile ilgili nacizane fikirlerimi söylemek olmul. ( Doğru anlamışımdır görevimi umarım )
Benim bunlara ekleyeceğim ne olabilir ki üstatlar.
Ama sanırım hepimiz birilerinin dayatanı ve dayatılanıyız. En küçük anlamda , çocuğunun giydiği herhangi birşeye karışmak bile bir dayatmadır. Reklamlar, televizyon dizileri, seçim propogandaları, promosyon ürünleri ve çalışmaları, moda, gazetelerde çıkan şu sağlığa yararlı bu yarasız haberleri hepsi birer dayatma ve kötü alışkanlıklar hep böyle ufaklarıyla başlar, büyüyerek devam eder.Küçük bir kar tanesi, bir çığ olur ve birgün bakarsın ki ansızın o çığ tependen aşağı düşüvermiş. Dayatma, kendine benzetme çabası da başlangıçta masum olabilen fakat zararları gittikçe büyüyen bir kötü alışkanlık bana göre. Vazgeçilemez, insanın doğasında var olan.
Dayatmaların kökenine insanın törpülense de yok edilemez egosunun olduğunu düşünüyorum. Çünkü, doğruyu biz biliriz, biz yaparız, en iyi biziz, en harikulade fikirler bizde var, en güzel biz giyiniriz, en güzel dünya görüşüne biz sahibiz ve herkes ya da gücümüzün yettiği kadar insan bizi dinlemeli.
Hepimiz dereceleri farklı olsa da bu düşüncelere sahibiz ve birilerine birşeyleri dayatıyoruz. Bazen rica-istek adı altında yapıyoruz , bazen prensipler maskesine sığınıyoruz. Hep var bir bahanemiz. Kimimiz kantarın topuzunu normal seviyelerde tutuyoruz kimse dayatmalarımızdan rahatsız değil, hatta farkında bile değil. Kimimiz aşırıya kaçıyor etrafımızdaki insanları kaçırıyoruz. En güçlüler ise diktatör oluyor ve tarih yazıyor zaten. Geçmişte , günümüzde acıyla tecrübe edilmiş, bir sürü insanın canını yakmış, bir sürüsünün ise nemalanmasını sağlamış diktatörleri yazıyor yakın ve uzak tarih sayfaları.
Dünya döndükçe, yeryüzünde canlı yaşamı var oldukça dayatmalar da hız kesmeden var olmaya devam edecektir. Hepimiz bundan şikayet edeceğiz, özgür ruhlarımız bireysel ya da toplu karşıkoyuş tepkileri verecek ama bir yandan da birilerine birşeyler dayatmaya devam edeceğiz.
Sonuç...Bir adım ileri , iki adım geri .. Mehter yürüyüşünden öte gitmez bu dava..
Ama bu değil ki dayatmalar karşısında pes etmek gerek. Sonuna kadar dayatmalara hayır, özgür iradeye evet!
Bir de Bolat'ın yazısına istinaden Çinliler hakkında bir yorumum var. " Perşembenin gelişi çarşambadan belli olur" derler ya..Çinlilerin yüzyıllar öncesinden belliymiş kopyacı oldukları. :)
Be kardeşim kağıdıda mı çaktınız taa o yıllarda. Çalışkan millet, nüfus kalabalık, istihdam gerek. Kopyala allah kopyala!
sağol bozbek.. son derece anlaşılır biçimde döktürmüşsün.. evet! dayatmalara geçit olmamalı..
YanıtlaSilDayatılanla Yaşayan@ sen sağol :) beğendiysen ne mutlu bana :)
YanıtlaSiltanıştığıma memnun oldum canım
YanıtlaSilçok hoş anlatmışsın
muhabbetle kal
:))
bir kase lezzet@ hoşgeldiniz. Teşekkür ederim :)
YanıtlaSilbolat iyi yazıyo evet. belgeselci gibi. biraz da kurgu yazsa.
YanıtlaSil:)
Hem de ne kopya efem yaa, sahta apple yap sahte detarik zinciri kur, var vay vayy :) ellerinize sağlık Bolat pek utandı bu övgü dolu sözlerle :)
YanıtlaSilBolat@ ne demek efenim, hepsi gerçek :)
YanıtlaSildeeptone@ öğreten adam Bolat :)
YanıtlaSil