Hürriyet

9 Şubat 2012 Perşembe

ZİHİNSEL İRDELEMELER

Bir yerlerde okudum geçenlerde.
Yaşını başını almış bir adam, 10 yaşlarında iken slip donla evin kapısının önüne çıkıyor. Hatırlamadığı bir nedenden dolayı. Annesi pazarda. O esnada kapı kapanıyor ve öylece kalakalıyor apartmanın içinde.
Annesi gelene kadar donla bekliyor kapının önünde.
Ogün bugündür ne zaman evin kapısını açsa hemen kapının arasına bir terlik sıkıştırıyor yıllardır. Olayın etkisi ile üzerinden atamadığı bir alışkanlık haline geliyor bu terlik sıkıştırma tiki.

Koskaca bir kadın olan ben, annemin bize geleceğini duyduğumda kırmızı alarm ilan edip evi dip bucak temizliyor, topluyorum. Resmen korkuyorum bildiğin, evi dağınık görecek diye :)) Mazallah susmaz sonra çünkü :))

Bugün yaptıklarımızla geçmişte yaşadıklarımız arasında derin, bazen bildiğimiz bazen farkında bile olmadığımız bağlantılar var.

Bir kısmı zihnimizin bir köşesinde sinsi bir mikrop gibi duruyor ve hareketlerimizi yönlendiriyor.
Bir kısmının gayet farkındayız ama üstesinden gelmek için gücümüz yetmiyor, bazılarını değiştirebiliyoruz. İnsan beyni keşfedilememiş ve bence uzun yıllar da büyük gizemini sürdürecek bir konu. Daha ne Freudlar çıkacak, ne Nevzat Tarhan'lar doğacak, ne kitaplar yazılacak kimbilir ama bu büyük gizem dünya döndükçe varolacak.

Hep birtakım teoriler ortaya atılacak. İnsan zihni, aklı, davranışlarına kulplar takılmaya çalışılınacak.
Yalnız son zamanlarda dikkatimi çeken birşey var ki, pozitif bilimin en şiddetli savunucuları bile , insan zihni, rüyalar gibi çok açıklanamayan olaylar sözkonusu olduğu zaman en nihayetinde bir "kader" "yönlendirici" " yaratıcı" açıklaması yapıyorlar. Ya üstü kapalı, ya gayet aleni.
Eğer bunu yapmıyorlarsa "raslantı ve zorunluluklar" teorisine geçiyorlar. Herşeyi bilime, akla, gerçeğe, rasyonelliğe dayandırmaya çalışan bilim adamlarının bile çaresiz kaldığı noktalar var ve bunları açıklamakta da sakınca görmüyorlar.

Sanırım gizemler ve bunları çözmekte insanoğlunun zaman zaman çaresiz kalışı , en katı en değişmez fikirlerin savunucularını bile biraz yumuşatmış, farklı platformlarda tartışmalar açmışa benziyor.

İki akşam önce Okan Bayülge'nin programında Rüya konusu irdelenirken uzman ve konuşmacı olarak programa katılanların ünvanları " Bir nörolog, bir psikiyatr, uyku derneği başkanı prof. bir tıp doktoru, bir yaşam koçu ( psişik güçleri olduğunu iddia eden), islami kesimden bir araştırmacı yazar, parapsikologtu. Ve hiç kavga etmeden, birinin söyleğinini bir diğeri aşağılamadan tartıştılar.

Koskoca profesörler " evet biz bu konuyu şu anda bilimsel olarak açıklayamıyoruz" bile diyebildiler.
Parapsikologlar pozitif bilimleri kabul etti, pozitif bilimler doğa üstünü.

Konunun özü, insanoğlu çaresizliğini kabul ediyor yavaş yavaş galiba :)

9 yorum:

  1. insan evladı bildikleriyle üstünlük taslanamayacak kadar çok bilmedikleri olduğunun farkına nacak varmaya başladı. Bu bilinç oturdukça öğrenmenin ve aydınlanmanın önü açılacaktır.. birbirlerinin bilgisinden sonuna kadar faydalanarak gerçekleri aramayı öğrenecektir.

    YanıtlaSil
  2. Dayatılanla Yaşamak@ Evet aslında teknolojinin faydası da oldu sanırım buna..Teknoloji, bilim arttı, bilgiye ulaşmak kolaylaştı ama yine de bazı şeyler esrarını koruyor. Bu biraz tevazu sahibi yaptı sanki bir kesimi ..

    YanıtlaSil
  3. Rüya gerçeküstüdür. Gerçek ya da hakikatle ilgisi yoktur, o bir görünüdür. Gördüğünüz rüyayı aynen film yaparsanız bu da sürrealist bir film olur. Rüyayı pozitif bilimlerle açıklamaya kalkmak safdilliktir. Psikanalizin kendisine verilen ad ise, "delik bilimdir" zaten.

    YanıtlaSil
  4. İnsanoğlunun bilmediği, bilimin keşfedemediği daha çok bilinmeyen var ve insanı hayrete düşürecek gerçekler olduğunu da düşünüyorum. Bunlardan sadece bir tanesi insanoğlunun gizemli, beynidir. En iyi bilgisayardan, en iyi makinadan daha hızlı çalışan beynimiz hala gizemini korumaktadır. İnsanın düşünceleriyle çalışan bir robot, bir makine veya uçak yapıldığı zaman; işte o zaman uzay çağına geçileceğini düşünüyorum. Tabi makine insanoğlunun beyninin hızına yetişebilecek mi? Bilmem!

    YanıtlaSil
  5. jetlagis@ ben de bilgisayarla tanıştığımdan beri önce bilgisayarı zihin gücüyle çalıştırabilmeyi hayal etmiştim. Daha sonra senin de dediğin gibi zihin gücüyle çalışan makinalar hayal ettim. Ama bunca ilerleme biraz da ürkütücü. Varsın gizemli kalsın !

    YanıtlaSil
  6. annem gelince ben de öleyim. korkuyom valla dağınıksın pissin dicek diye.
    :)

    sona da önemli şeyler sölemişsin. ağır takılmışsın. haftasonu haftasonu. ama sonunu anladım. we are helpless.
    :)

    YanıtlaSil
  7. Hektor@ rüyaları filme aktarsalar kesinlikle acayip farklı olurdu haklısın.. Başka bişey bu rüya işi..

    YanıtlaSil
  8. deeptone@ bu annelerin hepsi mi aynı ya!

    YanıtlaSil