Hürriyet

2 Şubat 2012 Perşembe

İNSAN KAYBETMEK

Bir insan kaybettiniz mi hiç?
En yakın arkadaşınızı, yıllanmış bir dostluğu, belki bir kuzen sıcaklığını, dertleştiğiniz bir yüreği..
Tamamen sudan ya da çok karmaşık nedenlerden dolayı, birini hayatınızdan çıkarmak zorunda kaldınız mı?
Ya da birileri sizi kanata kanata söküp attı mı hatıralarından öyle olması gerektiği için?

En sıkıcı, en dertli, en zor ayrılıklardır ya bunlar. Mecbursunuzdur. Birşey olmuştur aranızda ve artık hiçbirşey eskiye dönmeyecektir. Bilirsiniz bunu. Baktığınız yüz aynı olmayacaktır sizin için, güvendiğiniz yürek eski yürek değildir. Mecburidir bu kaybediş, zorla söker atarsınız hayatınızdan. Ya da zorla atarlar sizi hayatlarından.

Zoraki bir razı oluştur olanları kabullenmek. Başka yol yoktur. Bilirsiniz ki herkesin yüreği yanar, içi acır ama yine de yapar.

Bir insan kaybettiniz mi hiç?
Bir insan kaybetmek anahtarını kaybetmeye benzer mi sahi? En mahrem kapının kilidini açan anahtarını kaybetmeye benzer mi? Anahtarını kaybeder ve kapının önünde kalakalırsın mesela. Yedek anahtar gelene kadar. Ama o yedek anahtarı yabancılarsın..Üstündeki anahtarlığı arasın. Eninde sonunda kapı açılır ama sen o tedirginliği üzerinden hiç atamassın. Ya tekrar kaybedersem?

Bir insan kaybettiniz mi hiç?
Bir insan kaybetmek cüzdanını kaybetmeye benzer mi acaba? İçinde bin türlü herşeyinin olduğu cüzdanına. O herşeyi yeniden çıkartana kadar rüştünü bile ispatlayamayacağın cüzdanını kaybetmeye benzer mi? Yeni bir cüzdan alırsın ama içi boştur ya hani, annenin hıdrellezde yaptığı uğur parası, hacdan gelen  hurmanın bereket olsun diye sakladığın çekirdeği yoktur artık.  Yenidir cüzdan ama senin değildir sanki..

Bir insan kaybettiniz mi hiç?
Bir insan kaybetmek en sevdiğin ruju kaybetmeye benzer mi ki? Sürmeden dışarı çıkamadığın, kendini onsuz çıplak gibi hissettiğin ruju kaybetmeye benzer mi? Üretimden kaldırılmış ve bir daha asla aynı tonu yakalayamayacağını bildiğin gözün gibi bakıp gıdım gıdım kullandığın en sevdiğin ruj. Yenisini alırsın belki ama ya bir ton açık ya bir ton koyu, tutmaz eski rujun yerini.

Bir insan kaybettiniz mi hiç?
Bir insan kaybetmek, tüm şifrelerini yazdığın kağıdı kaybetmeye benzer mi? Pamuklara sarıp sarmalayarak sakladığın, kimselere yerini söylemediğin zaman zaman senin bile yerini unuttuğun. Herşeyin kapısını açan, heryere girmeni sağlayan, neredeyse bütün hayatının akışı olan şifreleri kaybetmeye benzer mi bir insanı kaybetmek?

Sahi bir insanı kaybetmek neye benzer ki?

18 yorum:

  1. neye benzediğini sen çok güzel anlatmışsın zaten. eline sağlık.
    -
    hemera

    YanıtlaSil
  2. Been kaybettım bozbek
    hem de her turuyle
    ölumle
    dargınlıkla
    haksızlıkla
    aşkla severken
    hepsıyle kaybettım
    kımı donmedı donemezdı
    kımı pısman oldu donmek ıstedı ama acım daha agır bastı ben ızın vermedım

    kısacası kaybetmenın ne oldugunu ıyı bılırım

    YanıtlaSil
  3. ben en yakınımı sevdiğim adamı kaybettim. Hemde çok da değişik bir şekilde. Önce tartışırsınız kavga kıyamet sonra sevdiğiniz adamla yola çıkarsınız meğer gönlünüzü alma çabasındaymış; siz onu taa ki kollarınızda kan revan içindeölüp giderken;
    -Neden elimi bu kadar sıkı tutuyorsun sevgilim?
    -İnsan son kez oldu mu bırakmak istemiyor Feraşe.. Dediğinde anlıyorsunuz. En büyük yaram, en hassas noktam keşke beni bırakıp gitmeseydi. çok hoş olmuş yazın..çok ağlattın beni.

    YanıtlaSil
  4. öykü@ en acısı da bu dimi? Gönlün onlarla olmak isterken acının kızgınlığın daha ağır basması?

    YanıtlaSil
  5. FeRaŞe@ Feraşe ama sen de beni ağlattın şimdi :(

    YanıtlaSil
  6. Yüreğime dokundu bu yazı. Öyle böyle değil; tam anlamı ile dokundu. İnce ince sızlayan yüreğimi öyle bir kanattı ki..


    ''ıslaktı bakışların, üşütüyordu
    ince bir hüzündü gülüşün
    suskunluğun kanayan gökyüzüydü
    yüzüne baktım;
    her çizgisi ayrı ayrı anlattı umutsuzluğu
    şakakta soğuk namlu ucuydu bakışların..

    mezar sessizliğinin korkunç yankıları
    ruhuma çarparak çoğaldı
    anladım ki, yapacak hiçbir şey yoktu
    hiçbir şey.
    yine de konuşmak istedim
    sorular sormak istedim.
    ‘’sus!’’ dedi suskunluğun
    ‘’sözcük ötesi anlamalarda kal
    ya da anlama..’’
    ya da anlamadım. . anlayamadım.... ''
    Not:Bu dizeler şair Yasemin Can'ın ''Gün Batımı Gibiydi Gidişin'' adlı şiirinden alıntıdır.http://www.izedebiyat.com/yazi.asp?id=47305

    YanıtlaSil
  7. :) mutlu olabilmek isterdim , sevgiler.

    YanıtlaSil
  8. Begonvilli Ev@ Ne güzel bir yorum, ne güzel bir şiir. BEnim yazımın bunları düşündürmesi benim için ne büyük mutluluk .

    YanıtlaSil
  9. FeRaŞe@ İnsan bir daha hiç mutlu olamayacakmış gibi gelir ama bir gün nasıl yeniden mutlu olabildiğine kendin bile inanamassın..

    YanıtlaSil
  10. kaybetmek hep senin sanırısın ama bir gün gelir sille tokadını yersin hep seni anlamış sanırısn ama anlamamıştır o sende yarattığı depremi duymadan gider, o sende yarattığı ölmeyi görmeden gider kaybetmek senin yanında sanırısın ya asıl kaynetmek onunla gider çünkü o kaybetmiştir...

    sevgiler...

    YanıtlaSil
  11. Reçelim@ her iki tarafta kaybediyor .. Kimin canı daha çok yanar onu bilemiyorum işte ..

    YanıtlaSil
  12. ben yaşadım bunu... en yakın dostumdan vazgeçtim... kolay olmadı, çok çabaladım, didindim düzelir mi ilişkimiz diye ama yok, yapamadım onula daha fazla... öyle bir sebep, öyle bir sıkıntı vardı ki aramızda...

    hani eski aşkını zölersin ya zaman zaman, rüyalarına girer, bir yerde karşılaşınca kalbin yerinden fırlayacakmış gibi olur. ben aynen öyle hissediyorum eski arkadaşıma karşı... bana verdiği sıkıntıları da, iyilikleri de hep içimde yaşatıyorum, onu özlüyorum.
    ama asla geri dönüşü olmuyor, böylesi çok daha iyi.

    ben de sana sorayım, gerçekten kaybetmiş oluyormuyuz hayatımızdan çıkarınca? o zaman kim benim içimde yıllardır hala nefes alan?

    YanıtlaSil
  13. nini@ hayatımızdan çıkarınca kaybetmiş olmuyoruz..Uzaklarda biryerlerde seni düşünen özleyen bir dostun olduğunu biliyorsan hala kaybetmiş olmuyorsun bence..Hayatın yerine aklından çıkarttığında, hatırladığında yüreğin inceden sızlamadığında kaybetmiş oluyor insan..

    YanıtlaSil
  14. Tüm şifrelerini yazdığın kâğıdı kaybetmeye benzemez, ama Hayatın Şifresi vardır; Yaşamaktır, Hayatın Şifreleri vardır; Ayakta Kalmaktır, Ayakta Kalırken de Kırmadan Dökmeden ve Güzel Bir Şekilde Hatırlanmaktır. En kötüsü hayatın şifresini kaybetmektir, çünkü başka yaşam şifresi yoktur; bu en acısıdır. Hayatın Şifreleri olan, yani ayakta kalmak ise en karmaşık olanıdır. Nasıl tabiatın dengesi varsa, burada da dengeler vardır. Dengeyi iyi ayarlayabilmek için şifreleri doğru zamanda, doğru yerde kullanmak gerekir. Bazen denge için ya kendinden, ya da sevdiklerinden ödün verirsin. O an dengedeyim dersin, zaman seni yalancı çıkarır; şifreleri doğru kullanmamışsındır, ama tekrar kullanma şansın artık yoktur, ne zamanı geri sarabilsin, nede şifrelerin tetiklediği olaylara engel olabilirsin. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. Bence, yaşananların güzel bir şekilde hatırlanması bile bir kazançtır. Keşke her iki tarafta böyle düşünse ne güzel olur.
    Benim yapamadığım ama bazılarının yaptığı ise, hayatın şifrelerini hayatın eline verenlerdir. Onlar, o şekilde, mutlu oluyorlar, yine karar ve tercih zamanları, onlara da geliyor; fakat sonuçlarından ya etkilenmiyorlar ya da öyleymiş gibi gözüküyorlar.
    Bir daha ki sefere bir cümlede yazarım söz. Kızma yok.

    YanıtlaSil
  15. jetlagis@ kızmak ne demek şimdi ... Bayıldım ki ben bu yoruma :))

    YanıtlaSil
  16. deeptone@ çoook canımız yanıyor o zaman ..

    YanıtlaSil