Kadınlar çalışmıyor deniyor, kadınların işgücüne katkısı çok az, eğitimli kadınlar bile evde oturup çocuk bakmayı tercih ediyor deniliyor.
Hele ki çocuk olduktan sonra kadınlar sosyal yaşamdan ve hayattan soyutlanıyor, kendine ayıracak vakti bile kalmıyor deniliyor.
Bunun sonucunda mutsuz kadınların oranı artıyor diye yazıyor gazetelerin sosyal yaşam ekleri, kadının ekonomik özgürlüğü olmadığı için şiddete maruz kalıyor diye ortalığı ayağa kaldırıyor kadın dernekleri haklı olarak.
Çalışan bir kadın olarak söylüyorum ki, ekonomik özgürlüğü olan bir kadın olarak, şiddete maruz kalmayan, eğitimli, çocuklarına aile yakınları tarafından bakılan bir kadın olarak söylüyorum ki, biliyor musunuz ne haldeyim?
Biliyor musunuz çalışmak için nelere katlanıyorum, hergün kafamda kaç tilki dönüyor, kimleri mutlu etmek için bin takla atıyorum, ruh sağlığım her geçen gün nasıl daha da çok bozuluyor. Çalıştığım ve ekonomik özgürlüğüm olduğu için çok mu mutlu olmam gerekiyordu? Ama olamıyorum! Pardon ben biryerde yanlış mı yapıyorum?
Bir de yakınlarına çocuk baktıramayanlar var ki , düşünmek bile istemiyorum!
Siz bilir misiniz ki , çocuğun varsa çalışmak ne zordur? Bilir misiniz ki o çocuğu güvenle emanet edebileceğin birilerini bulmak ne güç iştir?
Hadi iyi bir bakıcı buldun diyelim, o bakıcının istediği en az 800 TL'yi verebilmek için kaç lira maaş almanız gerekir?
Kreşe göndermeye karar verdiniz bir özel kreş kaç paradır haberiniz var mı? İlköğretim okullarının kreşlerinin bir çoğunun yarım gün , yarım gün olmayanların 17.00'a kadar olduğunu ama iş çıkış saatinin yüzde 90 oranında 18.00 olduğunu, işten çıkıp yuvaya yetişmenin en iyi ihtimal 19.00 olduğunu biliyor musunuz?
Çocuğumuz okula gidiyorsa , etütlü bir devlet okuluna versek bile ödevler yapılacak diye bir de eve sayfalarca ödev geldiğini ve bizim minicik çocuğumuzla birlikte gece 10'lara kadar ödev yapmak zorunda kaldığımızı farkettiniz mi hiç?
Belediyelerin birçok ücretsiz etkinliklerinin hafta içi olduğunu, sinemalarda indirimli seansların haftaiçi gündüz olduğunu, veli toplantılarının sürekli hafta içleri yapıldığını ve nemrut patrondan izin almanın ne denli zor olduğunu, birtakım okul gezilerine velisiz öğrenci kabul edilmediğini çocuğumuz üzülmesin diye patronumuza ne yalan söyleyeceğimizi 1 ay öncesinden düşünmeye başladığımızı, hastalık aşı vb. nedenlerin birsüre sonra izin sebebi sayılmadığını ve sürekli göze battığını anlamlandırabilir misiniz?
Annelik ve iş kadını olmak arasında sürekli tercih yapmak zorunda olduğumuzu farkediyor musunuz. Kafamızın, ruhumuzun, bedenimizin rahat olmadığını en sonunda yapmamız gerekeni yapıp çocuklarımıza bakmayı tercih ettiğimizi anlamak bu denli güç mü?
İstatistikler, hesaplar, kitaplar, raporlar, seminerlerde tvlerde sürekli kadının iş hayatına katılımı konusunda ahkam kesenler. Sonuç ? Çözüm? Hani nerde?
Devlet uygun fiyatlı, temiz, şevkatli bakıcıları olan çocuk bakım evleri açtı da benim mi haberim yok?
İşsiz ve çocuk gelişim okullarından mezun olmuş gençleri eğitti, ve evlere uygun bir fiyat karşılığı bakıcı olarak mı göndermeye başladı?
Kim ne yaptı? Kim ne yapıyor? Öyle ahlam kesmekle olmaz, aynası iştir kişinin lafa bakılmaz!
okadar güzel yazmışsınki çalışan bir anne olarak katılıyorum tüm yazdıklarına,...
YanıtlaSilelif-kayra@ çok teşekkür ederim. Çalışan kadınların ortak sorunları hep aynı :(
YanıtlaSilTebrik ederim çok doğru noktalara parmak basmışsınız.Benim de işe giriş saatim 7:30 , kızımın okulu da 7:30'da açılıyor.Hergün işe geç kaldığım için müdürümden azar işitiyorum.Yakında bu konuyla ilgili disiplin cezası alırsam şaşırmam.
YanıtlaSilGülos@ O müdüre bir çocuk bakma sorumluluğu verelim bak bakalım kendi ne hale geliyor
YanıtlaSil