Hürriyet

9 Temmuz 2010 Cuma

İSTANBUL MU SUÇLU?

İsli, puslu, ıslak bir İstanbul sabahı. Temmuzun ortalarında olduğumuza inanmakta zorluk çekiyor beynim. Meğer küresel ısınmıyor, küresel soğuyormuşuz ..Aslında ne sıcak ne soğuk garip bir hava. Tam da İstanbul'a yaraşır nitelikte güvenilmez.

Sessiz İstanbul sabah sabah..Boğucu, yorucu.Bir mengene gibi sıkıyor heryerden. Okullar kapalı mini mini birler, çalışkan ikiler ortalıkta yok. Okulların kapanması bile İstanbul'un masumiyetinin azalmasına yardımcı olmuş. Kocaman ve asık yüzlü insanlar , hedeflerine kitlenmiş asker gibi yürüyorlar rap rap.

Herkes işyerinde olacak birazdan, kahveler çaylar söylenip akvaryum yaşamlar başlayacak solunan yapay klima oksijeniyle birlikte.

Ev hanımları offlaya pofflaya kalkıp havaya bakıp isyan edecekler. Ruhum daralıyor diye telefonlar açacaklar ve havadandır havadan diye teselli verecekler birbirlerine. İstanbul'a da bir şey oldu bu sene havalara baksana diye uzayacak sohbetleri.

Çocuklar dışarı çıkmak isteyecek , çıkamayacak . Hem yağmur, hem İstanbulda ki çocuk kaçırma olayları derken bu suçtan da İstanbul payına düşeni alacak.

İstanbul'da silahlar konuştu diye altyazı geçecek haber bültenleri, 3 ölü 5 yaralı. Ardından Boğaz Köprüsünde bir intihar girişimi, viyadükte takla atan bir kamyon. Ahhh İstanbul ahhh diye iç geçirilecek. Yaşanacak yer
misin be!

Taksimde tinerci dehşeti, dere yatağında kurulan evleri basan sel suları. Kahpe İstanbul. Ne hale düştün, ne hale düşürdün bizleri. Trafikte geçirdiğimiz kabus dolu saatler de işin cabası.

Seneler önce nazlı bir gelin gibi süslerken herkesin hayalini, herkesin kabusu oldun şimdi. Akın akın gelirken insanlar taşını altın, toprağını elmas sandıkları bu şehre, şimdi nasıl becersek de kaçsak buralardan diye düşünüyorlar.

Ahh eski İstanbul ahh!

Acaba , tüm bu olanlardan İstanbul mu suçlu yoksa bir türlü doymak bilmeyen aç ruhumuz mu?

Ne demiş NİHAL MİRDOĞAN;

Bir gün bana İstanbul'un suçu var deme
Sevdanın rahıyasıyla,
Her nefesiyle, her busesine kana kana
Gül bahçelerinde tutuşacaksan
Ey kadın!
Bu kentin kollarında inleme
Farkıda mısın?
Yola çıktık bir kere..

2 yorum: