Hürriyet

25 Mayıs 2010 Salı

HAYVAN SEVMEK ile İNSANA SAYGISIZLIĞI KARIŞTIRMAK

Güneşli bir pazar, bebek parkı. Herkes sevgilisini, kendini, yavrusunu almış yayılmış çimenlere keyif yapıyor. Bebeler etrafta koşturuyor, babalar çocuklarıyla topa vuruyor sakin ve nezaketli, yaşça biraz büyük çocukar tam tırmanmalık olmuş bir ağaca tırmanıyor, hatun kısmısı kitap okuyor, arkadaşıyla dedikodu yapıyor, sevgililer dünyadan bihaber.

Herkesler kıstırmış koltuk altına bir parça örtü, bir gazete, bir kitap termosta mis kokulu kahve güneşin, denizin, İstanbul'un keyfini çıkartıyor.

Bu rahatı kim mi bozuyor? Köpeklerini gezdirmeye çıkmış hayvansever!! vatandaşlarımız.
Köpekler insanların yattığı yerlerde rahatça geziyor. Tasmaları bırakılıyor, ağızlarında ağızlık yok, kimi işiyor kimi daha da ileri gidiyor.

Oysa orada ne var? Bu işler için bir köpek parkı..Ama biz ne yapıyoruz ayrılmış alanların dışına hem de güvenlik önlemlerimizi almadan köpeklerimizi sokuyoruz.
Üstelik aralarında Pittbull cinsi köpeklerde mevcut. Etrafta çoluk çocuk koşuyor , insanlar çimenlerde yatıyor, köpekler ağızlıksız civarda dolaştırılıyor hem de yüz adım ötede bir köpek parkı var iken.

Öncelikle hayvan sevmek ile onlarla haşırneşir olmayı istemek arasında dağlar kadar fark olduğunu anlaması lazım hayvan besleyenlerin

Kimi insanların sağlıksal nedenler ile hayvanlar ile yakın temasta bulunmamaları gerektiğini bilmeli çağdaş beyinler.

Özellikle çocukların yoğunlukla bulunduğu bir ortama köpek getirirken bir destur demeli insan.

Uyarıldıklarında yaa bişey yapmazz amaa demiyorlar mı iyice cinnet sebebi.
Ya da hayvanları sevmiyormuş da onlara işkence ediyormuşuz bakışı fırlatmaları yok mu gel de sinirlenme.

Bir de köpekleri tuvalet ihtiyaçları için dışarı çıkartan köpek sahiplerine bir uyarı.
Çocuk parkından o köpeğin dışkısını istediğin kadar topla. Kumla temas ettiğinde zaten mikrop saçmaya başlıyor. Geçmiş olsun!

3 yorum:

  1. bi konuda size katılmadığımı belirtmek istedim bu yazıyı okduuktan sonra..
    köpek saldırması olayları haklı olarak çok nükse edilmesine rağmen, bu olayların sayısı aslında çok fazla değildir ve toplam evcil köpek sayısının 1000 de 1inden bile azdır. Ayrıca köpek saldırsının sebebi yüzde80 sahibinin köpeini tanımamasına saldırgan bir ruh halinde olmasına rağmen onu serbest bırakmasıdır. Diğer yüzde 20 lik etken ise mağdur diyebilceğimiz kişilerin farkında olmadan köpek açısından yanlış anlaşılabilecek davranışlarıdır. Son bir şey daha eklemek isterim ki yerden alınmış bir köpek dışıksının bıraktı kalıntı, toprağın içeriğinden (sonuçta toprak parçalanmış ve parçalanmamış dışkı, canlı kalıntısı gibi organik atıklardan oluşur.)
    çok da farklı değildir. İçinde bulunduğumuz şehir yaşamında canlı ve atık popülasyonunun fazla olması nedeniyle dış ortamların hijyenik olması gerektiği yanılgısı da köpek pisliğinden önce bizi başka bakteriyel tehlikelerin kucağına bırakır.

    YanıtlaSil
  2. Adsız@ aslında hemfikiriz :) köpek sahibi köpeğini tanımıyor olabilir, hayvan o gün sıcaktan ya da kışkırtılmaktan ya da herhangi başka bir sebepten sinirli olabilir, ya da benim 2 yaşındaki kızım onu kızdıracak birşey yapmış olabilir. Herşey mümkün. Ama bir köpek parkı varken birsürü çocuğun arasına dolaşması için başıboş bırakılmış bir köpek, çok doğru bir davranış olmasa gerek.

    Ve diyelim ki dışkı mikrobik değil (ki bence bunun bir garantisi yok) ama hiç de görsel değil. Ben yine de biraz dikkat ve empati diyorum..
    Koskocaman bir kurtköpeği ile büyümüş biri olarak :)

    YanıtlaSil
  3. siz de haklısınız aslında ancak yurdumuzda pek köpek parkının olmayışı da aslında bu durumu getirio karşımıza... keşke daha çok köpek parkı olsa, daha az gergin bi ortamda yaşasak...

    YanıtlaSil