Hürriyet

12 Ekim 2009 Pazartesi

DITTTT!

"Güne kahveyle başladım, ağzım kuru zihnim açık "diye başlıyor mp3'ümdeki şarkı.
Eskiden walkman dinlerdik, kasetler bozulunca da o kahverengi şeritleri çeker çeker uzatır oyalanırdık kendimizce. Mp3 var şimdi, daha temiz, daha nezih, daha teknolojik. Ses kalitesi daha yüksek ama ne kadar teknolojik ise o kadar da soğuk işte.

Ofisime varacağım birazdan, güvenlikte çalışan arkadaşlar beni tanımıyor ama teknolojik kapı boynumda asılı duran giriş kartımın chipini tanıyor. Dıtt!, dıtt !günaydın diyorlar birbirlerine. Güvenlik ile ben selamlaşmıyoruz ne tuhaf. Kartım yoksa ya da chipi bozuksa rüştümü ispat edemiyorum. E teknoloji insan dilinden anlamıyor hali ile. Her yer kamera güvenliğimiz için! Asansöre biniyorum, karşımdaki kameraya el sallıyorum. Eğer diğer taraftan izleyen insanlar var ise belki gülümserler.

Ofisteyim. Gürül gürül klimalar, havalandırmalar çalışıyor. Cam açmak yasak burda. Zaten açılacak bir cam da yok. Karşım boydan boya cam ama oksijeni bile filtre ederek veriyorlar bize. Plazadayız ya herşey teknolojik !!

Öğle yemeği yedikten sonra yine kartlarımızı dıttlatıyoruz, önceden yüklenmiş sanal paralar hesaptan düşüyor. Yine bize pek gerek yok makinalar kendi aralarında anlaşıveriyorlar. Binadan çıkmak için bile kartımızı manyetik okuyucuya okutmamız gerekiyor.

İstanbul'u kuşbakışı seyretmek güzel ama ben filtrelenmemiş okjsijen istiyorum, dıtt dıtt yerine günaydın istiyorum.

Eski ofisimi istiyorum..

2 yorum:

  1. Biran düşündüm de hala şanslıyım bu konuda yani..Zorlada olsa selamı alanlar var ehh buda birşeydir..Ama çok haklısın ne hallere düştük değil mi..İyi mi kötümü sorgusuz...

    YanıtlaSil
  2. bu kadar yoğun teknoloji , insanı öldürdü diye düşünüyorum..

    YanıtlaSil