Hürriyet

27 Ekim 2009 Salı

BİR GÜNÜN ENVANTERİ

Çocuk uyuturken kafasında şimşekler çakar mı insanın? Çakar.. Bir anda beyninde bir ampul aydınlanır mı? Aydınlanır... Aklını kaybetme ya da depresyona girme eşiğinde olduğunu farkeder mi? Farkeder... İçindeki uyuyan canavarın uyandığını hisseder mi? Hisseder...

Uzun çocuk uyutma uğraşlarından sonra, hele bir de o gün tatil günü ise ama o günü, temizlik, çamaşır, birinin dersi, öbürünün faaliyeti, yemek vs gibi şeylerle geçirmiş ve kendine on dakika bile ayıramamışsa insan , insanlıktan çıkmak üzere olduğunu keskin bir şekilde hisseder.

Bir günün envanterini yapar kendince . Gün 24 saat. 10 saati işte, 8 saati uykuda,3 saati yolda, 1 saati akşam yemeği hazırlayıp yemekle, 1 saati ödev kontrolle, diğer 1 saati bebek melekle ilgilenmekle geçiyor diye düşünür bir bakar ki 24 saat bitmiş. Ama daha hesaplamadığı birsürü şey de yaptığını varsayarsak garip bir boşlukta bulur kendini insan ve kafasındaki ampuller tek tek yanmaya başlar. GEri kalanlarını hangi vakitte yapıyorum, acaba yapmıyorum da bana yapıyor muyum gibi geliyor, gün 24 saat değil mi gibi saçma sapan geyik düşüncelerin yanında , ben kendime hiç vakit ayıramıyoruma doğru uzanan kendi kendine acıma yolculuğunun sonunda bir delirium vakası.

Hangi psikolog çare bulur, kim düzeltir, saatleri mi uzatırlar, hayatı mı kısaltırlar bilmiyorum ama 24 saat yetmiyor onu çok iyi biliyorum..

1 yorum:

  1. Valla yetmiyor..Haklısın benzer bir durumda benim ki gerçi bir çok çalışan anne bu haldeyiz.Elden birşeyde gelmiyor ki..

    YanıtlaSil