Hürriyet

27 Nisan 2011 Çarşamba

GÖÇEBEYİM

Göçebeyim ben ! Olduğumdan beri, doğduğumdan beri
Önce annemin karnından dünyaya göçtüm
Annemin kucağından zorla kopardılar beni
Ya da annem terketti!
Ne farkeder....
Annemin kucağından , beyaz demir korkulukları olan bir beşiğe göçtüm..
Soğuk ve gri bir binada büyüdüm
Bir bakıcının kucağından, bir diğerine göçtüm..
Annem ve babam olmadı benim
Aksine annelerim ve babalarım oldu
Kendime ait bir oyuncağım yoktu benim!
Ne gariptir ki göçebelerin oyuncakları da göçebe idi..
Birimizin elinden bir diğerine gezindi.
Büyüdüm
Artık gitme vakti, göçme vakti dedim
Soğuk ve gri binadan sokaklara göçtüm
Olduğumdan beri göçebeyim ben , doğduğumdan beri
Hiç arkama bakmadım ben
Hiç arkasına bakmaz göçebeler
Bir yerden diğerine giderler de , bıraktıkları gelmez peşlerinden
Göçebeyim ben
Olduğumdan beri, doğduğumdan beri..

18 Nisan 2011 Pazartesi

ÖLDÜĞÜMÜZLE KALMIŞTIK

"Ölmüş" dediler..

Nasıl? dedim.

"İflas etmiş dediler, karaciğeri.. Çalışmaktan vazgeçmiş. Onu yarı yolda bırakmış."

"10 gün önce sapasağlam ayaktaydı" dedim.

"Bir anda olmuş" dediler, "3 gün önce yorulmuş bedeni. Ruhu yorgun bir bedeni daha fazla yormak istememiş.
Uçmuş gitmiş"

Aynaya baktım..Saçıma...

Aynada yüzünü gördüm. Etrafta hiçbirşeyden habersiz, ağlayan insanları izleyen çocuklarını gördüm. Çocuklarının yanında ağlamamak için dudaklarını dişleyen karısını gördüm.

Saçlarımın ışıltısında onun artık özgür ruhunu gördüm.

Gidene mi yanmalı, kalana mı? Bu güne kadar hiç kararını veremedim bunun?

Gidene de vahh, kalana da ...

Ama Cemal Süreyya demiş ki;

" Yaşayanlar unutumuştu bizi, biz öldüğümüzle kalmıştık"

.....

Aşk; vazgeçmektir Ey Sevgili!


Mecnun gibi aklından,

Kerem gibi bedeninden vazgeçmek.

Yardan gayrısından, cümle cihandan vazgeçmek.

Yemeden, içmeden, uykudan uyanıklıkdan

...Ve vazgeçmekten bile vazgeçmektir gün gelince..

Senin için senden vazgeçmişim. Bilesin...



Hz. Mevlana