Milli Bayramları , anma günlerini , Atatürk ve geçmişimizle ilgili olan özel anları daha farklı mı kutlamalıyız diye düşünür oldum.
Okul yıllarıma gidiyorum Cumhuriyet Bayramı'ndan aklımda kalan yağmurlu bir havada mecburi okula gelişler ve o bitmek bilmeyen sıkıcı töreni izlemek zorunda olduğum. Ayakların üşür, ıslanır ama yine de o töreni izlersin. Törenden mi kaçtın ya dayak ya disiplin cezası.
23 Nisan ve 19 Mayıs ona keza. Girilen tuhaf kılıklar, velilere yapılan gösteriler, izleyen öğrenciler için ise bitse de gitsek dedirten bir tören programı.
Şansın var da gösteri ekibinde görevli isen velin için bir zevktir bu töreni seyretmek zaten bir tek de onlar keyif alır bu törenden.
10 Kasım.. 09.05 bir siren sesi. Sireni duyduğun yerde dur. Ama yanındaki arkadaşınla konuşmaya kaldığın yerden devam et. Sadece dur ve bekle. Çünkü herkes öyle yapıyor.
Bu mudur anmak? Bu mudur kutlamak? Bu mudur Atatürk'ü anlamak, yolundan gitmek, izini sürmek. Elin adamları milli bayramları yok iken bayramlar icad edip şölen havasında kutlar iken, dünyanın aklına uydurma bayramını kazımış iken benim atamın, dedemin, Atatürk'ümün kemikleri sızlamaz mı yattığı yerde?
Rahat uyu, izindeyiz...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder