Hürriyet

1 Ekim 2009 Perşembe

İKİNCİ DEFA (4)

Haftalar, aylar hızla geçti. Minik bebeğin gelişi iyice yaklaşmıştı. Hormonların değişiminin de verdiği etkiden dolayı kadının bütün psikolojisi alt üst olmuştu. Kafası karmakarışıktı. Birgün çok mutlu , hayat dolu bir başka gün ise karamsar ve korku içinde idi. Korkularını kimse ile paylaşamıyor, eşine bile bu hissettiklerini anlatamıyordu. Birgün bir yakını ile konuşurken ansızın gözyaşlarına boğuldu ve içindekileri birer birer kusmaya başladı.

"- Korkuyorum " dedi kadın.
"-İncinmekten, incitmekten korkuyorum. Bebeğimi sevememekten korkuyorum. Küçük kızımın üzülmesinden, kendini kötü hissetmesinden korkuyorum. Ben kızımla beraber büyüdüm sayılır. Onunla o kadar çok şey yaşadım, o kadar çok zorluk çektim ki şimdi ona verdiğim sevginin aynısını doğacak bebeğime verememekten korkuyorum. Herkese haksızlık yapmaktan korkuyorum " dedi.

Bir taraftan da öyle heyecanlıydı ki. Bebeğinin eşyalarını alıyor, tek tek yıkayıp ütülüyor, odasını düzenliyordu. Karnını okşayarak ninniler söylüyor, bebeği ile konuşuyor, onun o karanfil kokusunu yüreğinde hissediyordu.

Ne zaman ninni söylemeye başlasa minik bebeği karnında hareket ediyor ve sanki annesine ben burdayım seni duyuyorum diyordu.

Hamileliğin son günleri idi artık. Kadının endişeli bekleyişi yerini , heyecan ve sabırsızlığa bırakmıştı.

Beklenen büyük gün gelip çattı. Eşyalar hazırlandı ve ailece hastanenin yolu tutuldu.
Kadın kocasına ve kızına sevgiyle sarıldı. İkisini de birdaha hiç görmeyecekmiş gibi öptü ameliyathaneye giderken.

" - Ters birşey olursa ve ben buraya dönmez isem her iki kızımda sana emanet" dedi kadın kocasına.

Kadının sözlerinin altında yatan endişeyi hissetmişti adam. Ne de olsa kendinden iyi tanıyordu karısını.

" - Merak etme hiçbirşey olmayacak. Kızım ve ben , ailemizin yeni üyesini getirmen için burada bekliyor olacağız ve sen minik kızımızla geri geleceksin. Ama olur da birşeyler ters giderse her iki kızımıza da gözüm gibi bakacağım, söz veriyorum!" dedi adam karısına.

Kadın sedyede ameliyathaneye götürülürken, "ikinci defa anne oluyorum" dedi içinden. Bu muhteşem bir duyguydu. Ameliyat masasında, acaba eşim de "ikinci defa baba oluyorum " diye hissediyor mudur diye düşündü. Bu oldukça iddialı bir istekti ve bunun farkında idi. Ama tüm inancı ile bunun gerçek olması için dua ediyordu.

Gözkapaklarını açmaya çalıştığında odasında olduğunu farketti. Karnında inanılmaz bir acı hissediyordu. Eşi ve kızı yanıbaşında el ele tutuşmuş ayılmasını bekliyordu. Gözlerini araladı ve " Bebeğim" dedi. - " Bebeğim iyi mi?"

-" Herşey yolunda" dedi adam şevkatli ve sevinçli bir sesle. " Bebeğimiz çok iyi, birazdan getirirler"

Odanın kapısı açıldı ve odaya bir karanfil kokusu yayıldı. Anne gözlerini açıp , yatağından doğrulamasa da bebeğini kokusundan tanımıştı. Yavaşça kollarının arasına aldı minik bebeği. Bu büyülü anın sonsuza dek sürmesini istiyor ve bebeğine baktıkça içinin eridiğini hissediyordu. Daha önce kızı doğduğunda da aynı şeyleri hissettiğini anımsadı. Demek ki var olan sevgi ikiye bölünmüyor, olan ikiye katlanıyordu. Annelik böyle birşeydi. Annesini şimdi çok daha iyi anlamıştı.

Eşine döndü "- Sen şimdi baba mı oldun? " dedi . " - Benim aşkım baba mı oldu?

- " Evet birtanem". dedi adam. " Evet, hem de ikinci defa baba oldum".

Zamanın durduğu andı. Kadının duaları kabul olmuştu. Eşinin ve kızının elini sıkıca tuttu, karanfil kokulu bebeğinin kokusunu içine çekti. Zaman mutlu olma zamanıydı artık.

Son...

1 yorum:

  1. ben dayanamam gözyaşlarıma zannediyordum ancak öyle olmadı.Ağlayamadım...Duygulandım evet,heyecanla gelmesini bekliyordum ancak çok da yorgun düşmüştüm...Allah isteyen herkese nasip etsin.

    YanıtlaSil